Kadîm Geleneğimiz: TARİH DÜŞÜRME

Ömer Sâmi HIDIR omersamihidir@yuzaki.com

«Edebiyat» ve «cebir» arasındaki bağı hiç düşündünüz mü?

Hiç dikkat ettiniz mi birçok yerde kullanılan Romen rakamlarında aslında harfler rakamların yerine kullanılmıştır. V: 5’tir, X: 10, L: 50, C: 100’dür meselâ. Buna öyle alışmışız ki bunların birer harf olduğu hatırımıza bile gelmiyor kullanırken. Ancak şu var ki, rakam yerine harf kullanımı bizim medeniyetimizde de vâr olmuştur. İslâm coğrafyasında, Endülüs’ten Hindistan’a kadar müşterek olan Arap harfleri asırlar boyu kullanılmıştır.

Arap harfleri üçerli, dörderli harfler hâlinde sekiz gruba ayrılmıştır. Ebced kelimesi de buradan neş’et eder, ilk dört harf yan yana getirilir, ABCD gibi. Diğer harf kodları Hevvez (He, Vav, Ze), Huttî (Hı, Dal, Ye) diye devam eder.

Ebced hesabı ise bundan sonra başlar bu harflerin her birine bir rakam tayin edilir. Elif: 1, Be: 2, Cim: 3’tür. Kef: 20, Lâm: 30 Mim ise 40’tır. En büyük rakam Ğayn ise 1000’dir.

Ebced hesabında görülen birtakım sırlar, âlimlerin ve halkın bu mevzuya olan alâkasını artırmış ve zaman içerisinde geniş bir külliyât teşekkül etmiştir. Bu çalışmalar kültürümüze ve geleneklerimize de akseder.

Resmî devlet kayıtlarında kullanılmıştır. Müsbet ilimlerde kullanılmıştır. Özellikle astronomide bol sıfırlı rakamları ifade ederken «Ğayn» harfi kullanılır. Meselâ trilyon yazarken 12 sıfır yerine 4 tane «Ğayn» harfi yan yana yazılır.

Kültürümüzde lâle motifi Allah ismini remzeder. Hilâl camilerimizin en yüksek noktasına yerleştirilir çünkü «lâle», «hilâl» ve «Allah» isminin ebced karşılığı 66’dır. Yine bu sebeple Mimar Sinan yaptığı camilerin minarelerinde, kāide ve şerefeleri arasındaki mesafeyi hep 66 Osmanlı arşını yapmıştır. Kalfalık eseri Şehzâde Camii’nin avlusunun köşeden köşeye uzunluğu 312 arşındır. Çünkü «Şehzâde» kelimesinin ebced karşılığı 312’dir. Aynı şekilde Süleymaniye Camii’nin avlusu «Süleyman» kelimesinden dolayı 191 arşındır. Selîmiye «Selîm» 150 olduğu için 150 arşın yapılmıştır.

Şairler, yazdıkları şiirlerin mısra veya beyit sayısını 66 veya na‘tların mısra sayısını 92 yapmak isterler. Tasavvuf erbâbı, bazı virdlerin adedini ebced ile belirler.

Ebced değeri aynı olan kelimeler bizi hayrete düşürür:

«Hubb-i Muhammed» kelimesi ve «îman» kelimesinin değeri 102’dir.

Yûsuf ve Hüsn-i Ezel: 156,

Mahbûb ve Nâz: 58,

Devâ ve Tıp: 11,

Nûh ve Nâci: 64,

«Muhammed», «Amân» ve «Mevlevî» kelimelerinin ebced değeri 92 eder.

Yaman Dede bir şiirinde buradan ilhâm ile şöyle der:

«Aman» lâfzı Sen’in ism-i şerîfinle müsâvîdir,
Ânınçün âşıkın zikri «aman»dır yâ Rasûlallah…

“Emân istemek mânâsında «Aman» kelimesi Yâ Rasûlâllah Sen’in şerefli isminle aynı ebced değerine sahiptir. Bu sebeple âşıklar daima «Aman yâ Fahr-i Âlem!, Aman yâ Rasûlâllah!» diyerek sana ilticâ ederler!”

TARİH DÜŞÜRME SANATI

Ebced hesabının en çok kullanıldığı yer de tarih düşürme sanatıdır. Bu sanat şiir ile iç içedir. Bir terkip, cümle, mısra veya beyit söylenir; fakat söylenen sözün ebced değerleri toplamı, hicrî olarak o yılı vermelidir!

Ebced hesabıyla belirli bir tarihi işaret eden kelimelere veya satırlara baktığımızda karşımızda bir rakam göremeyiz; kâğıdı, kalemi alıp o cümlelerin harflerinin ebced değerini toplayıp neticeye ulaşmamız gerekir.

Hazret-i Mevlânâ’nın vefâtı hicrî 672 yılındadır. Bu seneye «ibret» kelimesi tarih düşülmüştür. Bu kelimeyi oluşturan Ayn: 70, Be: 2, Ra: 200, Te: 400 harflerinin değerleri toplandığında 672 sayısını verir. Onun için Mevlâna Hazretleri «ibret» yılında dâr-ı bekāya irtihâl etti, denir.

Sivas’ın Timur tarafından tahribi hicrî 803 tarihi olup ebced hesabıyla «harâb» kelimesi ile tarih düşürülmüştür.

Evlâtlara isim vermede de tarih düşürme geleneği kullanılıyordu. Meselâ Mehmed Âkif’in medrese hocası olan babası M. Tâhir Efendi, ona 1290 ebced değerinde yani doğum tarihini veren «Rağîf» ismini koymuştu. Fakat dil dönmeyince bu isim Âkif’e dönüştü.

İstanbul’un fethi tarih düşürmede bir mîlât kabul edilmiştir. Bundan sonra mevzuya olan alâka son derece artmıştır. İstanbul’un fethine düşülen bir tarih, Kur’ânî bir ifade olarak; «Güzel belde» mânâsında; «Beldetün tayyibetün» kelimesidir. Harflerin toplamı 857’yi verir.

İstanbul’un fethine düşürülen bir tarih de bizzat Fatih Sultan Mehmed Hân’a nisbet edilir ve şöyledir:

Feth-i İstanbul’a fırsat bulmadılar evvelûn
Feth idüp Sultan Muhammed didi tarih: «Âhirûn»

Şiirlerde «tarih» ifadesi geçiyorsa bize alt satırdaki harflerin toplanacağı işaret edilmiştir.

Sultan III. Ahmed’in yaptırdığı çeşmede bir beyit karşımıza çıkar:

Târîhi Sultan Ahmed’in, cârî zebân-ı lüleden,
«Aç besmeleyle iç suyu, Hân Ahmed’e eyle duâ»
                                                                       «1141»

“Sultan Ahmed’in (düşürdüğü) tarihi, çeşmenin dilinden akmakta: Aç besmeleyle iç suyu, Hân Ahmed’e duâ eyle!”

İlk mısrada tarihin çeşmenin dilinden gelmesindeki nükteyi Faik Reşad, Eslâf adlı eserinde şöyle nakleder:

Meşhur rivâyete göre Padişah Hazretleri yaptırdığı bu nâdîde çeşmeye bir tarih düşmeyi murâd eder, fakat cümle 4 eksik kalmıştır. Şair Vehbî mısranın başına; «Aç» (Elif: 1 Çe: 3) ifadesini ekler. Ayrıca aynı vezin ve kâfiyede Padişah’ı tavsif eden bir kasîde yazar, böylece hem tarih tamam olur, hem de bu hâdise lâtif bir îmâ ile ifade edilmiş olur. Böylece iki şiir de çeşmeye nakşedilir.

Tarih düşürmeler çeşitli şekillerde karşımıza çıkar.

Son mısradaki harflerin toplamı, doğrudan istenilen tarihi veriyor ise buna tam tarih denir. Aynı çeşme için Şair Şâkir’in düştüğü tarihte olduğu gibi:

Tamâm oldukda atşâne didi târîhini Şâkir,
«Gel iç mâ-i hayâtı çeşme-i Sultân Ahmed’den»
                                                                     «1141»

“Tamamlandığında (şair) Şâkir, (bu çeşmenin) tarihini susuzlara şöyle söyledi: Gel âb-ı hayâtı / ölümsüzlük veren bengisuyu Sultan Ahmed çeşmesinden iç!”

Eğer sadece noktalı harfler hesaba katılacak ise buna mücevher tarih denir:

«Âlem-i câvîde gitti rûh-ı Şeyh-i Mevlevî»

عالم جاويده گيتدي روح شيخ مولوي

Tâhirü’l-Mevlevî’nin düşürdüğü bu tarihte kırmızı renkle belirttiğimiz noktalı harflerin değerleri 1353’ü vermekte. Bu da Mevlevî şeyhi Abdülbaki Baykara’nın vefat tarihi.

Noktasız harfler kullanılırsa buna da mühmel tarih denmekte.

«Fer verir mühr ile Gālib gibi Paşa sadre»

فر ويرر مهر ايله غالب كبي پاشا صدره

Kırmızı renkle belirttiğimiz noktasız harflerin değerleri Gālib Paşa’nın Sadrazam olduğu yıl olan 1239’u vermekte.

Harflerin toplamı belirtilmek istenen tarihten eksik veya fazla geldiği zaman ise bir önceki satırda bu durum nükteli bir şekilde belirtilir. Millî şairin vefatına Arif Nihat ASYA’nın düştüğü tarih böyledir. Buna tamiyeli tarih denilmekte.

Mum gibi yandı ciğer çünkü vatan türküsünü,
Geçen kapkara günlerde terennüm etti.
Çıktı kırklar bir ağızdan dediler târihin:
«İçimizden vatanın şâiri Âkif gitti.»

Son mısra toplamı 1396’dır bundan bir önceki satırda bulunan 41 sayısı çıkarılırsa 1355 elde edilir.

Yine aynı usûl ile İstiklâl Marşı’nın Rûmî 1337 yılındaki kabulüne Yüzakı şairimiz Tâlî’nin düştüğü bir tarih:

Çıktı «on» kıt‘a şiir, söyledi, târîhe bakın:
Siper et gövdeni dursun bu hayâsızca akın!
                                              1347-10=1337

Farklı bir üslûp ile doğrudan tarihi söylemek de mümkün:

Bir, iki vü iki delik
Abdülmecid oldu Melik. ١٢٥٥

Abdülmecîd Han’ın cülûs tarihi verilmekte. 1 ve 2’den sonra gelen iki delikten maksat Arapçadaki 5 rakamıdır ki bu tarih 1255’i verir.

Tarihi düşürürken, tarihi de lâfzen söyleyenler olmuştur ki bu da ayrı bir maharettir:

Yaptı bu dergâhı pâk ü hem cedîd,
«Bin iki yüz altıda Sultan Selim.» (Şeyh Gālib)

Yüzakı Dergimizin Mart 2005’teki kuruluşuna düşülen bir başka târih ise çok ilginçtir;

Düşünmeden iki kez söylesen yeter, Tâlî,
«Şiirde yüz akı» târih: «Şiirde Yüzakı»dır!

Burada iki ifadenin toplamı hicrî 1426 sayısını verir.

Tarih düşürme Osmanlı Dönemi’nde belli bir kültür seviyesinde olan herkesin alâkasını çekmiş ve onlar için güzel bir uğraş alanı olmuştur.

Başta Fatih Sultan Mehmed Han, Kanunî Sultan Süleyman, III. Selîm, III. Mehmed, IV. Murad gibi padişahlar ve daha birçok devlet erkânı ile Ebussuud Efendi gibi Şeyhülislâmlar bununla meşgul olmuşlardır.

Edebiyatla matematiği mezcedip rakamlara söz kisvesi giydirmek veya sözü hesapla söylemektir tarih düşürmek.

Siz de az bir vakit ayırarak müsait oldukça bu sahaya yönelebilirsiniz. Hem bir zihin çalışması hem de faydalı bir uğraş olacaktır. Küçük bir araştırma ile bu yazıya bir tarih ve imza olarak âcizin isminin denk gelmesi güzel bir hâtıra oldu:

«Ömer Sâmi Hıdır» harflerinin ebced toplamı 2021.

Siz de hesaplama yapmak isterseniz tablo bu şekilde: