MEY İÇERLER ELİNDEN
Servet YÜKSEL servety@t-online.de
Yârdan gelen derdi, hüznü, elemi,
Gönüllerde aziz mihman ederler…
Âşıklar neylesin kâğıt-kalemi,
Bir hâl ki kelâmsız destan ederler…
Ol güzel ki mey içerler elinden,
Söyleşirler bülbüllerin dilinden,
Kim kurtulmuş rüzgârından, selinden?
Firkatin nârında harman ederler…
İlim-irfan bir noktaya ulanır,
Tevhid gülü gözyaşıyla sulanır,
Hakk’ın kemendine başı dolanır;
Bazen sırr-ı aşkı üryan ederler…
Nefsin dağlarını ağsın yeter ki,
Dost dosta boynunu eğsin yeter ki,
Muhabbet nazarı değsin yeter ki;
Kıraç bayırları bostan ederler…
Edep, erkân, misk ü anber saçarlar,
Her eşyanın mânâsını açarlar,
Kulluğun şol göklerinde uçarlar;
Görünen gizliyi seyran ederler…
«Belâ» yurdu yüreğine dar mıdır?
Dağarcığın dolu âh u zâr mıdır?
Bastığın yer ateş midir, kar mıdır?
Yûnusça yollara ferman ederler…
Kapısından benlik, eğrilik girmez,
Seven sevdiğini ağyâra vermez,
Hakikate şaşı akıllar ermez;
Gedâ bildiğini sultan ederler…
Ey Servet’im bitmez dünya çilesi,
Kimin bendesisin, kimin kölesi?
Kendin bilen canlar, değil ölesi;
Meleklerden üstün insan ederler…