EN GÜZEL YOL PEYGAMBER (S.A.S.)’İN YOLU

Ali ÖZBEK

Allah -celle celâlühû- dünyayı yaratmış, burayı çeşitli güzelliklerle süslemiş, bütün bir âlemi insanın hizmetine sunmuş ve insana bütün bu güzellikleri idrâk edecek bir akıl ihsan etmiştir. Bununla da yetinmeyip insanlara doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt edebilmeleri için rehberlik edecek peygamberler göndermiş ve bu peygamberler insanlığın önünde iki yol olduğunu bildirmişlerdir. Birisi hakka giden ve sonunda ebedî saâdet olan bir yol; diğeri ise bâtıla giden ve sonunda ebedî azap ve acı olan bir yol. Bizi hakka ve cennete ulaştıracak yol; hiç şüphesiz Kur’ân ve Sünnet yolu, Efendimiz -aleyhisselâm-’ın eşsiz örnekliği ve rehberliğidir. Bununla alâkalı olarak Rabbimiz Teâlâ şöyle buyurur:

قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُون۪ي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿31قُلْ اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا
فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِر۪ينَ ﴿32)

“De ki: «Eğer (siz gerçekten) Allâh’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.» De ki: «Allâh’a ve Rasûlü’ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.»” (Âl-i İmrân, 3/31-32)

Demek ki Allâh’ı seviyorsak, O’na ulaşmak istiyorsak, O’nu kendimizden râzı etmek istiyorsak, Kitâbımızın bizden istediği kıvamda müslüman olmak istiyorsak, bunun yolu Efendimiz -aleyhisselâm-’a itaat ve ittibâ etmekten geçer. Hazret-i Peygamber’in yolunu yol edinmek bir tercih meselesi değil, bizzat Âlemlerin Rabbinin açık ve net emridir. Peki nasıl bir yoldur bu yol?

Peygamber’in yolu, ilim ve hikmet yoludur.

Peygamber’in yolu, iyilik ve güzellik yoludur.

Peygamber’in yolu, tevâzû yoludur.

Peygamber’in yolu, şefkat ve merhamet yoludur.

Peygamber’in yolu, kanaat ve şükür yoludur.

Peygamber’in yolu, itidal yoludur.

Peygamber’in yolu, sabır ve sebat yoludur.

Peygamber’in yolu, edep ve hayâ yoludur.

Peygamber’in yolu, sevgi ve muhabbet yoludur.

Peygamber’in yolu, tevekkül ve teslîmiyet yoludur.

Peygamber’in yolu, ahde vefâ yoludur.

Peygamber’in yolu, infak ve îsâr yoludur.

Peygamber’in yolu, şecaat ve metânet yoludur.

İşte bu yoldur bizi ebedî saâdete ve cennete ulaştıracak yol…

Bir de bu yolu beğenmeyip kendi hevâ ve heves yollarında yürümek isteyenler vardır. Onlar bu yolun en güzel yol olduğunu kabul etmeyip, bu yola alternatif(!) yollar oluşturmaya çalışırlar.

Onların yolu, kibir ve haset yoludur.

Onların yolu, kötülük ve ahlâksızlık yoludur.

Onların yolu, merhametsizlik ve gaddarlık yoludur.

Onların yolu, ifrat ve tefrit yoludur.

Onların yolu, sabırsızlık yoludur.

Onların yolu, şikâyet ve tahammülsüzlük yoludur.

Onların yolu, cimrilik ve kıskançlık yoludur.

Onların yolu, şeytan ve arkadaşlarının yoludur.

Peygamber’in yolunu yol edinmeyip, kendi yolunu inşâ etmeye çalışan, kendi doğrularına göre hareket eden; Peygamber’in hakemliğini kabul etmeyip, bu yolu takip edenler hem dünyada hem de âhirette kaybedenlerden olacaktır. Kıyâmet gününde onlar, pişman bir şekilde şöyle diyeceklerdir:

وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلٰى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَن۪ي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَب۪يلًا

“O gün zâlim kimse (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir: «Ne olurdu ben de Rasûlullah ile beraber aynı yolu tutsaydım!»” (el-Furkān, 25/27)

Keşke tek kurtuluş yolu olarak Peygamber’in yolunu görseydim, keşke ben de O’nun rehberliğini yaptığı o yolda yürüyenlerden olsaydım…

İşte kıyâmet saati geldiğinde ve mîzan kurulduğunda, bu sözü söyleyenlerden olmamak için, sözün en güzeline uyalım ve yolların en güzeli olan Peygamber’in yolundan yürüyelim.

-Sallâllâhu aleyhi ve sellem…