186. SAYI TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız,

Milletçe bayramların idrâki içindeyiz.

Hakk’a şükrümüzün, O’na yaklaşmamızın ve kardeşliğimizin temsili olan Kurban bayramı…

Ayasofya’nın secdelere kavuşma bayramı…

Kurban bayramı, binlerce sene evvelinden Hazret-i İbrahim ve İsmail’in hâtıralarını bugüne taşıyor. Eğer onların dâvâsını, akîdesini, duygularını ve gayelerini paylaşan bir nesil olmasa, kurban kalır mıydı, hac kalır mıydı? Bayram edecek bir sevinç, bayram edecek bir fert kalır mıydı?

86 yıllık hasretten sonra; Ayasofya tekrar mâbed olabildiyse, onun açılışına şevkle koşan yüz binler var olduğu için. Daha düne kadar, bu adımı bir türlü attıramayan siyâsî gerçekleri, ayaklarının altına alan bir insan mîrâsı var olduğu için.

Ayasofya yüce hikmet demekmiş. Konstantin mîrâsı mı Fatih mîrâsı mı Ayasofya’yı bugün elinde tutuyor? Kimin mîrâsı bugüne ulaştı ve mührü eline alabildiyse o…

Sosyal medyada gördünüz: Bizi mest eden bu karar, bazı başkalaşmış evlâtlarımızda sevindirici bir mâkes bulmuyor. Üzülüyoruz fakat çare üzülmek değil.

Bütün hüzünlerin ve sevinçlerin arasında bu tefekküre pencere aralamalıyız. Ayasofya, secde edenler hâlâ var olduğu için bugün mâbed. Aksi takdirde, cemaatsiz bir caminin müzeden nedir farkı?

Maddî îmârı da, fizîkî fetihleri de hârikulâde gerçekleştiren ve bize muhteşem eserler mîras bırakan ecdâdımız, gerçek mîras olan, «İnsan Mîrâsı»nı da bıraktılar.

Korona bize, tedbir nedir iyice öğretti.

Mîras bırakmak nedir? Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Hocamız anlattı. Evlâtların geleceği için bir tedbir. İşte gerçek tedbir nesil yetiştirmek.

Ecdâdın İzinden Gerçek Mîras

İNSAN MÎRÂSI

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; «İnsan Mîrâsı»nın en güzel örneklerinin Hazret-i İsmail, Hazret-i Yûsuf ve onların yetiştirilmesindeki esaslar olduğunu beyan etti.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «İslâm’da Nesillerin Yetiştirilmesi» başlıklı makalelerinde, evlât yetiştirme hususundaki mes’ûliyetimizin Hazret-i İbrahim’den Peygamber Efendimiz’e, İmam Gazâlî’den Yûsuf Has Hâcib’e örnek ve tezâhürlerini kaleme aldı. Geç kalan pişmanlığın fayda vermeyeceğini hatırlattı.

Sır ve Hikmet İncileri köşesinde ise, «Aldanış Dünyasında Aldanmamak İçin» ipuçları var. Sâlih ve sâdıkların rehberliği, nefse muhalefet ve âhireti unutmamak… Aldatma memuru şeytan ve aldanış memuru nefis, aldatıcı dünya dekoru karşısında çare bunlar.

Dolu dolu yazılar sizleri bekliyor:

Necip Fazıllar, Serdengeçtiler, Ayasofya’nın açılacağını nasıl bildiler?

«İnternet ve sosyal medya, hukuka uymalı!» denilince, birileri telâşlandı. Sosyal medya, beynimizi nasıl kandırıyor?

Tedbir ve tevekkül dengesinde, ruh sağlığımız, faaliyetlerimiz.

Hareketli bir hayatın sıhhatimize faydaları… Sadece ömürlük bir hâdisede Ayasofya’ya yürümek değil beş vakit yürümek!.. Sıhhat için mühim bir tedbir.

Elhamdülillâh gönlümüzde Kızılelma hâlâ canlı. Ayasofya açılır açılmaz, herkesin diline ve gönlüne Kudüs ve Endülüs için duâlar düştü.

Nice kutlu yürüyüşlere!..

Yüzakıyla…