YAZILMIŞ

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com

 

Bu ne muammâdır, nasıl kördüğüm?
Gül dikene, diken güle yazılmış.
Nere baksam bir hüzündür gördüğüm,
Dert çekene bin bir çile yazılmış.

Yürekler sevgiye nicedir uzak,
Sevene kurulmuş en sinsi tuzak,
Meçhule yol alır bindiğim kızak;
Menzilimiz ilden ile yazılmış.

Yakıp kavuruyor hicran ateşi,
Tarifsiz efkârlar bırakmaz peşi,
Ömürse, batan bir akşam güneşi;
En ağır imtihan kula yazılmış.

Sırr-ı hikmetinden suâl olunmaz,
Gönül gözsüz bir ummâna dalınmaz,
Şu fânî âlemde huzur bulunmaz;
Âdem türlü türlü hâle yazılmış.

Niceleri gelip göçmüş bu «han»dan,
Kimi yâreniyle olmuştur handan,
Kimi mihnetlerle usanmış candan;
Âhir, yensiz bir ak çula yazılmış.

Gülistana dolmuş nefret ve sitem,
Ne zaman son bulur gönülde mâtem?
Bülbül değilem ki şakıyıp ötem;
Zor ahvâlim arzuhâle yazılmış.

Kadere isyanlar kimin haddine?
Kin ve nefret zarar verir bendine.
Öyleyse bu öfke, bu hiddet niye?
Dünyada kim kime köle yazılmış?

Duâlar gönderdim Yaradan’ıma,
Sarıp sarmaladım seni canıma,
Vuslat huzur katar heyecanıma;
Neyleyim nasibim yele yazılmış.

Beni mecnûn etti ceylân balası,
Tükenmedi gitti hicran belâsı,
Niyazkâr okunur aşkın selâsı;
Şu sevdamız dilden dile yazılmış.

13 Mart 2020