SÜRGÜN YERİ

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)

Kendini kandırma gönül, sanma bu dünyâ kalıcı,
İndirecek hükm-i kader, ömrüne keskin kılıcı!

Olsa da dünyâ denilen süslü kadın câzibeli;
Bir kocamış dul cadıdır, hamlede pek tecrübeli!

Gafleti artırmak için allanıyor, pullanıyor…
İlle de kandırmak için, her köşeden çullanıyor!

Bir kerecik düşmeye gör, kör kuyudur pis kucağı,
Canları nârıyla yakar, böyle tüter pis ocağı!

Gün gelip öldün mü fakat, senle kalır son bir işi,
Kabre konan gövdeni bin çiğneyerek sindirişi!

Sâniye geçmez unutur, kimse gönül bağlamasın!
Önce veyâ sonra olur arda kalan ağlamasın!

Kimse vefâ beklemesin, elde değil kalbi katı,
Çokça tecellî ediyor, onda Mümît’in sıfatı!

Âdem’in evlâdı aman! Kulluğa koş, cennete gir!
Anla bu dünyâ ki baban Âdem’e sürgün yeridir!

Aldanışın örneği çok, sen model al kanmayanı,
Herkesi halk etti fakat, Hak sever, aldanmayanı!

Durduramaz kimse, ecel geldi mi vâden doluyor,
Bak nice güller açılır, gün geliyor hep soluyor!

“Ölmeden evvel ölünüz!” sırrına varmışsan eğer;
Sende ölüm korku değil, müjde olur, mutlu haber!

Zâlime kâbustur ölüm, dosta, düğün-dernek olur.
Hak’tan uzak kalmak asıl, aşığa can vermek olur!

Tehlike, Tâlî, bu cihan; sâdece îmanda eman,
Vermeli mü’min olarak, sıdk ile İslâm ile can…

vezni: müfteilün / müfteilün – müfteilün / müfteilün