RAMAZAN BULUNMAZ BİR FIRSATTIR

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com

Ramazan gufran ve rahmet ayı… Bu güzel ay, içinde mü’minler adına pek çok hayrı barındırır. Faydalanmayan, doğrusu kendisine yazık etmiş olur. İnananlar için büyük fırsatlar var Ramazan ayında. Ramazan; bolluğuyla, bereketiyle, affıyla, güzellikleriyle gelir. Ondan yararlanmak îcap eder. Akıl sahibi her müslüman, bu fırsatı değerlendirmelidir.

Ramazan, namazlarını muntazaman kılmak isteyenler için bulunmaz bir zemindir. Namaz devamlılığı bu güzel ayda rahatlıkla sağlanabilir. Hattâ kazâ namazlarıyla beş vakit namazlar desteklenebilir. Bunun yanı sıra Ramazân’a has kılınan «terâvih namazları» ile namaz desteği iyice artar. Mü’min bu namaz temposunu Ramazan sonrası da devam ettirirse, ne mutlu ona! Dolayısıyla Ramazan, müslümanların bu eksiğini gidermek adına muhteşem bir fırsattır.

Ramazan ayında tutulan oruçlarla, azgın nefisler eğitilir. Bilindiği gibi müslümanın en zor imtihanı, nefsiyle olan imtihanıdır. Zira insanların en kâmili olan peygamberler dahî nefislerinden Allâh’a sığınmışlardır. Sâlih zâtlar devamlı az yiyerek çok oruç tutarak, az uyuyup çok ibâdet ederek, az konuşarak nefisleriyle mücadele etmişlerdir. Bir türlü söz dinlemeyen nefisle ancak bu şekilde mücadele edilir; diye bize güzel misaller göstermişlerdir. Ramazan orucu; nefislerimizi terbiye etmek adına, önümüzde duran bulunmaz bir fırsattır. Faydalanmamak, doğrusu büyük akılsızlıktır.

Ramazan orucunu tutarken dilimize de dikkat gerekiyor tabiî. Gıybet etmemeye, kötü zanda bulunmamaya, yalan söylememeye, koğuculuk yapmamaya çalışarak tutulan oruç, makbul bir oruçtur. Rabbim, hepimizi böyle oruçlar tutmaya muvaffak kılsın. Ramazan ayında iyiliklerimizi çoğaltıp kötülükleri en az seviyeye indirmekle, ahlâkımız da kalite kazanır. Sene boyu dikkatsizce yaşadığımız pek çok yanlış hâdise, Ramazan ayında bilhassa gözümüze batar;

“–Aman ben ne yapıyorum, oruçluyum. Oruçlu müslümana bu hareket yakışmaz!” diyerek teyakkuz kesbederiz. Hayatı daha bir farkındalık şuuruyla yaşamak için, Ramazan ne güzel bir fırsattır.

Ramazan ayında; fakir-fukarâya, garip-gurabâya yapılacak yardımlarla açların, ihtiyaçlıların hâlinden daha iyi anlarız. Sadakalar, infaklar, zekâtlar yüce Yaratıcı’ya bu ayda takdim edeceğimiz âhiret sermayelerimizdir. Pek tabiî bu hayırları en kâmil bir şekilde edep üzere vermek de, ehemmiyetli bir husustur. Böylesi hayırları amel defterimize kaydettirmek için, Ramazan ne büyük bir fırsattır!

Ramazan ayı, mukaddes kitabımızla en çok beraber olduğumuz bir aydır. Kur’ân’dan okunan her harfe, bu kazançlı ayda her zamankinden daha çok sevap vardır. Kur’ân’la buluşup sevaba talip olmak ayrı bir bahtiyarlıktır. Bu ay bir hatim değil, daha çok hatim yaparak onun şefaatine erişelim. Zira kabirdeki ilk şefaatçimiz nûr-i Kur’ân olacaktır. Ramazan, bunu gerçekleştirmek için ne güzel bir zaman dilimi ve ne güzel bir fırsattır!

Ramazan ayında; dünyevî gayelerden uzaklaşır, âhiret hedefine yöneliriz. Bu ne muazzam, bu ne bulunmaz bir zemindir! Dünya bizi öylesine arkasında sürüklüyor ki bazen delicesine onun peşinden koşturuyoruz da bunun hiç farkında olmuyoruz ne yazık ki. İşte âhiret şuurumuzun tazelenmesi için Ramazan, bulunmaz bir fırsattır, değerlendirmeyene yazık doğrusu!..

RAMAZÂN’IN KAZANDIRDIKLARI

Ramazan; senede bir defa gelir, mü’minleri sevince, heyecana gark eder. Evler temizlenir, maddî-mânevî hazırlıklar yapılır, hâneler bereketle dolar.

Ramazan, müslümanlar için yıllık kazanç mevsimidir. Oruçları, hatimleri, iftar ve sahurları ile muhteşem bir iklimdir. Ramazan, içindeki hâssalara dikkat edenleri cennete kadar götürür.

Ramazan ayında; rûhumuz yükseliş yaşar, ahlâkımız olgunlaşır, daha uyanık davranırız. Dilimizle; gıybet etmemeye, yalan söylememeye çalışır, kimseyi incitmemeye, kırmamaya dikkat ederiz. Bu ayda verilen iftar davetleriyle; fakirlerin gönlü alınır, akrabalık, komşuluk ve dostluk ilişkileri perçinlenir.

Ramazan ayında; insanlar kaynaşır, küskünler barışır, inananlar hayırda yarışır. Ne güzeldir Ramazân’ın her günü! İcrâ edilen güzel ve fazîletli davranışlar, insanın değerine değer katar.

Ramazan ayında, ibâdetler artar. Müslümanlar yüce Yaratıcı’ya daha yakın olma hazzını tadarlar. İbâdetler çoğalınca; ihlâs ve huşû fazîletleri gelişir, müslümanda Hakk’a kul olma şuuru oluşur. Bunlar ne güzel!

Ramazan ayında, namaz kılma zevki zerre zerre yaşanır. Ramazan’dan sonra da aynı şevk ile namazlar sürdürülür. Ramazan’da camiler, mü’minlerle şenlenir.

Ramazan ayında; sene boyu dünya dertleriyle yılgın bir hâle gelen ruh dünyamız, âdeta tamir olur. Vücuda taze kan yürür, ölgün ruhlar dirilir. Sönmüş hissiyatlar canlanır. Ne güzeldir Ramazan günleri!

Ramazan, müslümanları sanki cennete davet eder. Hayırlı, sâlih amellerle Hak kapısına durdurur. Tevbe, istiğfar ve duâlarla mü’minleri yüce Rabbe yakın olma lezzetine vardırır. Ramazan, mâneviyâtımızı besleyen bir enerji deposu gibidir. Diğer aylarda bu görülmez.

Ramazan ayında tutulan oruçlar; eğer amacına ulaşacak şekilde tutulursa, kişinin yüreğine bir dinginlik gelir, hâline güzellik yansır, davranışlarında düzen ve dikkat oluşur. Bu çok yönlü bir diriliştir. Ne mutlu bunu yaşayabilene!

Ramazan ayında; insanda merhamet, ülfet, rikkat, insaf, ihlâs duyguları gelişir. Kişilik âdeta yeniden inşa edilir, müslüman fazîletler kuşanır. Kalp gereksizlerden arındırılırsa, hayra yönelir, selîm bir vaziyet alır. Böylece gönlün Hakk’a açılması ne hoştur!

Ramazan bir dünya sermayesidir, zâyî eden hakikaten ziyan olur. Bu mübârek ayın değerini bilmeyenler, gafletten çıkamayanlar, ömürlerine yazık etmiş olurlar. Bu ayda aklî inkişaf, kalbî inkişaf ve maddî inkişaf umulur. Ramazân’a riâyet eden, hadsiz nimetlerle mükâfatlandırılır.

Ramazan, yüce Kur’ân ile buluşarak rûhun ilâhî seslere kulak vermesi anlamında; okuyanı feyizleriyle kuşatır, nûruyla hemhâl kılar. Aynı zamanda mü’mine kabirde kaybolmayan bir azık olur, onu korur ve ona şefaat eder. Bir de insan, içindekilerle amel ederse o zaman sonsuz kârlar elde edilir.

Ramazan ayında; azgın nefisle mücadele yapılır, şeytana prim verilmez, dünyaya kanılmaz. Sahurlar ile mü’minde, gece ibâdet neşesi ve isteği oluşur. Kulluk nasıl yapılır öğreniriz Ramazan’da.

Ramazan; muhtaçların yüzünü güldürür, infâk edenlere ise iki dünyada da nice karanlıklar içindeyken sönmeyen bir ışık olur. İnananların kalbini yumuşatır. Müslümanlar arasındaki dayanışma ve kardeşlik şuurunu artırır. Mü’mine zekât ve sadaka ile yardım etme ikrâmı bahşedilir. Bunlar ne büyük kazançlardır!

RAMAZAN’DA ORUCUN KAZANDIRDIKLARI

Ramazan’da oruç; kutlu Ramazan ayının en baş şiârı, iftarıyla, sahuruyla kulu Rabbine yaklaştıran bir güzel ibâdettir.

Ramazan’da oruç; sene boyu gaflete düşen ruhların ilâhî bir dirilişe kucak açması, yüreklerin mâneviyatla doyurulması, kalplerin ciddî mânâda Hakk’ın yoluna revân olmasıdır.

Ramazan’da oruç; sabırla zamanı yoğurmak, çileyle ibâdetlere koyulmak, rûhu ilâhî lezzetlerle doyurmak, her zamankinden farklı bir aşkla yüce Yaratıcı’ya yaklaşmaktır.

Ramazan’da oruç; mükâfâtın hesapsız verileceği bildirilen, sadece Cenâb-ı Hakk’ın rızâsı için ifâ edilen bir itaat sembolü, bir kulluk mes’ûliyetidir.

Ramazan’da oruç; bizim için serilen, içinde sayısız nimetleri barındıran kâinat sofrasından nasiplenirken, onlara bir şükrâne işareti, bir teşekkür belirtisi; «İyi ki benim için varsınız!» deme ihtiyacıdır.

Ramazan’da oruç; içimizdeki düşman nefsimizle mücadele savaşı, şeytanın isteklerine boyun eğmeme şuuru, aynı zamanda dünyevî ve uhrevî zafere giden yolda başarı anahtarıdır.

Ramazan’da oruç; bizi kötülüklerden, çirkinliklerden, günahlardan koruyan bir kalkan mesâbesinde olup; iyiliğin, hayrın, güzel davranışların kazanılmasında çok ehemmiyetli bir kulluk vazifesidir.

Ramazan’da oruç; mukaddes kitabımızla buluşma demlerinde bizi ona daha çabuk yaklaştırmada, hayatımıza hâkim kılma adına pek ehemmiyetli rolü olan etkili bir müessirdir.

Ramazan’da oruç; ebedî saâdetimizi kazanmak, mü’mini Reyyan kapısına getirebilmek, cenneti kazanabilmek ve cehennem ateşine dûçâr olmamak için yerine getirilmesi gereken bir ibâdettir.

Ramazan’da oruç; belirli günlerde yapılan, ancak yerine getirene sonsuz güzellikler, sayısız ikramlar, tarifi imkânsız hazlar yaşatan bir hayır aracıdır.

Ramazan’da oruç; dünyanın karmaşasından, maddî sıkıntıların dağdağasından bizi kurtarıp, huzur sahillerinde dinlendiren bir asil bekleyiş sürecidir.

Ramazan’da oruç, dünyanın câzibesinden sıyrılıp âhiretin ilâhî câzibesine yükselmektir. Haramlardan, günahlardan, helâl ve sevap dairesine dikine bir yolculuk yapmaktır.

Ramazan’da oruç; kirlerden, paslardan, kötülüklerden arınmaktır. Tertemiz olmaktır, ilâhî rahmete muhataplıktır, bağışlanmamıza ve aklanmamıza sebeptir.

Ramazan’da oruç; açların, yoksulların hâlini anlamaya vesiledir. Fakir ve ihtiyaçlılar sayesinde bize paylaşma ve yardım etme fazîletlerini daha iyi idrâk ettiren bir cankurtaran simididir.

Ramazan’da oruç, vücudun sıhhat dengesini muhafaza eden önemli bir âmildir ama bir perhiz değildir. Artık batılı ilim adamları dahî insan vücudunun belirli zaman dilimlerinde mutlaka aç kalması gerektiği hususunda fikir birliği içindedirler.

Ramazan’da oruç; yüreklerin coşması, rûhun bahara kavuşmasıdır. Bunun neticesinde gönül şenlenir. Kalp sarayı kâmil davranışlarla yeniden inşâ edilmiş olur.

Ramazân-ı şerîfin bu güzel ikliminde; yaptığımız hayırlı işleri riyâdan uzak tutarak, gösterişten ârî bir ahlâkî seviye kat edebilenlere ne mutlu!

Kalpler arınır, saf, duru, rafine bir hâle gelir Ramazan’da. Bu ne güzelliktir!

Zihinler temizlenir, âhiret şuuru gelişir. Bu ne güzelliktir!

Mânevî hâller inkişâf eder, ibâdetlerden zevk alırız. Bu ne güzelliktir!

Rabbimiz’e bizi böylesi yaklaştıran Ramazan ne güzeldir!