170. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,
“Bir sevdânın büyüklüğü, sevilen uğrunda yapılan fedâkârlıkla ölçülür.”
Tahammül, fedâkârlık ve sabır gerektiren her güçlük ve zorluk; aslında sevdâ imtihanının cilvesi. Her zorluk, âşıkların kendini gösterebilme vesilesi. Her yokuş, sâdıkların arasına karışabilecek tabansızları ayıklama çaresi.
Tabiatın mesajı da aynı: Bahara kavuşmak, kışa sabretmeden mümkün değil. Güle olan sevdâ, dikenlere tahammülü şart koşmakta: Muhammed Es‘ad Erbilî Hazretleri, ne güzel ve ne kadar samimî söylemekte:
“Aşk gülistânının yolunda dikenden korkulmaz! Ben her dikenin üstünden yüzlerce gonca toplarım!”
“Dervişlik bostanında ızdıraptan zevk alırım. Yastığımı dikenden yaparsam, rüyamda Gül’ü görürüm!”
İlâhî müjde:
“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (el-İnşirâh, 5-6)
Hak Yolundaki Çileler, İstikbâlin Müjdesidir!
Mübârek ikliminde olduğumuz «mîrâc»a; Peygamberler Peygamberi, en büyük zorluklara tahammül ettikten, hüzün senelerinden geçtikten sonra vâsıl olmadı mı? O hâlde bizlere de, dünya imtihanından «berât» alabilmenin yolu, Hak yolunda nefsimize zor gelen şeylerin üzerine üzerine gitmek!..
Teknolojinin bizi sürüklercesine hızlandırdığı hayatta, sabrın ehemmiyeti daha da bârizleşiyor. Egoistleşen insan; eşine, çocuğuna, talebesine vs. hâsılı yekdiğerine sabredemiyor.
Dünya med-cezirlerle dolu bir imtihan mektebidir. Kulluk imtihanında sabır ve sebat göstererek «mârifetullah»tan nasîb alanlara ne mutlu!..
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; hadîs-i şeriflerdeki mü’min ve münâfık tariflerinden hareketle, «zorluklardan kaçmadan ve korkmadan verimli olmak» düsturunu, mü’minin nebevî tarifi olarak ortaya koydu:
“Mü’min ile münâfığı birbirinden ayıran en temel nebevî ölçülerin başında, îmanda ve amel-i sâlihlerde verimlilik gelmektedir. Toprağın kupkuru bağrını damar damar yeşertmek gelmektedir.”
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Kur’ânî Tâlimatlar»da bu ay, en çileli ve en çok ihmal edilen vazifemizi «Kur’ân’da Tebliğ Emr-i Bi’l-mâruf ve Nehy-i Ani’l-Münker» başlığı altında zengin misallerle kaleme aldı.
Mevlânâ Hazretleri’nden bu ay gönlümüze esen nefha ise; kapak mevzumuz: «Fazîletin, Huzurun ve İki Cihan Saâdetinin Şartı: Çilelere Tahammül»
Muharrirlerimiz, İslâm coğrafyasında çekilen meşakkatleri anlattılar. Üç ayları; mâneviyatta sebat ve «Heyte lek!: Gelsene bana!» diyen günah çağrılarına karşı mukavemetle geçirmenin yollarını işlediler. İnsanın başıboş olmadığını; Hazret-i Ebûbekir’in gözyaşlarıyla, hadîs-i şeriflerle, hâtıralarla dile getirdiler.
Câfer-i Sâdık, Ebû Yûsuf, Musa Kâzım Paşa, Ali Emîrî Efendi, Muzaffer ÖZAK ve diğerleri dergimizin sayfalarında karşılaşacağız şahsiyetler…
Fikir çilesinin ve estetik ızdırâbın mahsûlü şiirler de bu bahar dosyamızda sizlere sunduğumuz bir zarif buket…
Yüzakıyla…