169. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,

Fert ve toplumun kilit taşı: Aile.

Aile mukaddes bir mefhum. Bu sebeple belki fertteki ve toplumdaki bozulma en son ona yansıdı. Eskiden ferdî hayatında dağınık insanlar dahî; toplum için, geleneğe, örf ve âdete ters düşmemek için o mukaddesimize hürmet ederdi.

Fakat o gecikmeyle beraber; artık aileye de, insanımızın uğradığı ruh ve mâneviyat kaybı yansıdı. Boşanma istatistikleri; «Yangın var!» diye feryat hâlinde. «Yetim ve öksüz»ün yanına, adı konulmamış «parçalanmış aile çocukları» diye bir sınıf dâhil olmakta.

Aile, mânevî âlemimizin «cüz-i lâ yetecezzâ»sıydı. Onu zevç, zevce, yaşlı, çocuk, gelin, kaynana gibi parçalara ve «erkek-kadın» şeklinde kamplara ayırmak fecî âkıbetin başlangıcı oldu. Kadın ve erkeği, horoz döğüşüne tâbî kılmak ve kenarda işi kızıştırmak. Avrupa’dan gelen fayda ve yardım (!) işte bu.

Batıdan gelen 8 Mart, ister istemez gündemimizi işgal ediyor. «Toplumsal Cinsiyet Eşitliği» projeleri ve eğitimleri gündemimizde. Fakat meseleye; tahrik edicilerin istediği tarzda, erkekler veya kadınlar, gelenekçiler veya yenilikçiler kampından bakmak yerine; adâlet, insaf, vicdan ve takvâ penceresinden bakmayı tercih ettik.

Bizim kendi esaslarımıza, kendi şifâ reçetelerimize dönmeliyiz.

Aile Yuvasında HUZUR ve SAÂDET’in şartları:

TAKVÂ içinde;

Huzur, muhabbet, merhamet, sadâkat, karşılıklı saygı, sabır, mes’ûliyet…

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; tıpkı tarihimizde olduğu gibi, bu ilâhî hakikatleri yuvalarımızın yine en vazgeçilmezleri hâline getirme hamlesini, yegâne çare olarak takdim etti, şu netice ile:

“O zaman gerçekten aileler, tekrar Hayme Analar, Akşemseddinler ve Fatihler doğuran bir mukaddes iklim olur. Aile yapısında huzur ve saâdetin başka yolu yoktur.”

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Kur’ânî Tâlimatlar» makale dizisinde, «İslâm’da Aile» yazısını kaleme aldı.

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri bölümünde; «Hikmetinden Suâl Olmaz!» başlığıyla, ilâhî bahislerde kelime oyunlarına sığınarak saçma sualler sormak şeklindeki idrak tutulmaları çürütülmekte.

Muharrirlerimiz; toplumu ihyâ eden insaf ve adâleti, aile meselelerinde kanunlar ve adliyenin son çare olması gerektiğini, nesilleri feminizme sürükleyen bataklığın kurutulmasının ehemmiyetini vurguladılar. Aile hukukuna dair ahkâm ve âdâba, devrimizde yaşanan usûlsüzlüklere temas edildi.

Çanakkale, güzel hâtıralar ve şiirlerle yâd edildi.

Hikâye, menkıbe, nükte, hâtıra ve şiirlerle dolu dolu bir sayı daha…

Not: 15’inci yılımıza güzîde bir hediye eserle merhaba dedik:

«O (s.a.s) Beşeriyete Ne Öğretti, Nasıl Öğretti, Ne Hâsıl Etti?»

Geçtiğimiz yıl hediye ettiğimiz «O’nun Muhteşem Ahlâkı» adlı eserin yanına yine Peygamberimiz’i anlatan, yine muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocamız’ın kaleminden bir eser… Okumanız, okutturmanız ve O yüce rahleye talebe olmaya hasret nicelerini, bu güzîde eserle buluşturmanız dileğiyle…

Yüzakıyla…