KİLİMİN DİLİNDEN, ANCAK ANLAYAN OKUR

YAZAR : Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr

Ben şu gönül tezgâhında kilim dokudum.
Erenlerin dergâhında aşkı okudum.
Töremizde kilim demek ilim demektir,
Kilim sevdadır, özlemdir, derttir, istektir.*

Orta Anadolu’nun kilimleriyle meşhur bu şirin mi şirin kasabasında hanım kızlar 6-7 yaşlarında kilim dokumayı öğrenmeye başlarlardı.

Her evde bir kilim tezgâhı olur; Kur’ân kursundan gelen hanım kızlar, kilim tezgâhının başına geçerlerdi.

Kilim dokumayı öğrenince de; «En güzel motifi kim bulacak?», «En güzel kilimi kim dokuyacak?» diye birbirleriyle yarış ederlerdi.

Gözüne girmeye çalıştıkları kişi ise, eski bir kilim dokuma ustası olan Komşu Nene’ydi.

Eğer Komşu Nene birini beğenir, onda bir ışık görürse; o hanım kıza el verirdi.

Ama hanım kızların annelerinden de duyduklarına göre, uzun süredir böyle biri ortaya çıkmamıştı.

Komşu Nene; ev ev dolaşır, yeni kilim dokumayı öğrenen hanım kızları kontrol ederdi.

Bir gün Komşu Nene bir evde fazlaca kaldı.

Herkesi bir merak aldı.

Sonunda Komşu Nene aradığını bulmuştu:

–Gel bakalım hanım kızım! Kur’ân’ı öğrendin mi sen?

–Evet, Komşu Nene!

–Git bir abdest al, iki rekât namaz kıl. Gel, ondan sonra başlayalım.

–Tamam, Komşu Nene!

Her gün derse böyle başlarlardı; sonra Komşu Nene, ona kilim dokumanın inceliklerini öğretmeye başlardı.

Günler ayları aylar yılları kovaladı.

Komşu Nene, kilim dokumanın zâhirî yönlerini hanım kıza bir güzel belletti.

Kız; artık iyi kilim dokuyordu ama, diğer kızlardan bir farkı yoktu.

Aynı motifler, aynı desenler, aynı ilmekler… günler böyle geçiyordu.

Hanım kız yeni bir şeyler öğrenmek için sabırsızlanıyor ama, Komşu Nene;

“İşin zâhirini çok iyi öğrenmen lâzım kızım!” diyor sabırla onu işlemeye devam ediyordu.

Nihayet bir gün Komşu Nene;

“–Artık tek elinle çalış, hanım kızım!” dedi.

Ve o, artık diğer kızların iki elle dokuduğu kilimi tek elle dokumaya başlamıştı.

Bir süre sonra da Komşu Nene;

“–Boşta kalan elini bana ver; gözlerini kapat, öyle çalış kızım!” dedi.

“Şimdi motifleri düşün kızım! Görüyor musun onları? Gördüklerini doku şimdi!” dedi.

Hanım kızın bir eli Komşu Nene’nin elinde, dizi dizinde, diğer eli tezgâhta, gözleri kapalı, bir anda ayakları yerden kesildi, sanki kilimin içine doğru bir yolculuğa başladı. Çok korktu, gözlerini hemen açtı.

Komşu Nene;

“–Korkma kızım devam et!” dedi.

Hanım kız, gözleri kapalı kilimi dokumaya başladı.

Sanki bir motif ormanının içinde yüzüyordu.

Şimdiye kadar hiç çıkarmadığı motifleri, desenleri çıkarmaya başlamıştı.

Komşu Nene, yavaş yavaş onun elini bıraktı ve evden ayrıldı.

Bir süre sonra hanım kız kendine geldi. Dokuduğu kilime baktı çok güzel olmuştu ama, Komşu Nene yanında yoktu.

Yaptığı kilimi ona göstermek istedi.

Onun evine doğru koştu, kapıdan seslendi sesini duyuramadı, pencereden içeri bakınca Komşu Nene’yi koltuğunda uyurken gördü.

Koltuğun karşısında, kilim tezgâhındaki kilim de gözünden kaçmamıştı doğrusu… Desenleri o kadar güzeldi ki ama daha bir karış bile dokunmamıştı; «Daha yeni başlamış herhâlde.» diye düşündü, rahatsız etmemek için onu uyandırmadan geri döndü.

Eve gelince içine bir şüphe düştü; «Tek başına yaşayan yaşlı bir kadın, sakın kötü bir şey olmasın!» diye düşündü, tekrar geri döndü. Kapıyı biraz sertçe çalmak isteyince aralık kapı açılıverdi.

Hanım kız içeri girip Komşu Nene’yi sarsmaya başladı.

Yaşlı kadın birden uyandı:

–Hayrola kızım ne oldu?

–Off çok korktum Komşu Nene, sana bir şey oldu zannettim.

“–Yok be kızım, kilim dokuyordum!” deyince hanım kızın gözleri fal taşı gibi açıldı.

“Rüyamda yani…” deyip gülerek ekledi Komşu Nene.

Biraz önce geldiğinde yeni başlanmış olarak gördüğü o kilimi görünce iyice şaşırdı hanım kız.

Çünkü kilim bitmek üzereydi!

«İlk geldiğimde yanlış gördüm herhâlde…» diye düşündü ve Komşu Nene’nin elini öpüp oradan ayrıldı.

Hulâsa Anadolu irfan geleneğine katkı sağlayan böyle dervişler sayesinde, asırlardır bu devran sürüp gitmiş.

Her alanda gelmişler, seçmişler, belletmişler, aktarmışlar, vazifeyi devredip gitmişler.

Allah, onlardan râzı olsun.

___________________________

* Fatih KISAPARMAK.