SIFIRDAN BAŞLAMALI!..

YAZAR : Ömer Sami HIDIR samihidir@gmail.com

Geçtiğimiz aylarda bilim nâmına önemli gelişmelere şahit olduk. ABD merkezli bir firma, Mars’a spor bir araba gönderdi. Üstelik fırlatma işleminde kullandığı roketlerden ikisini tekrar kullanmak üzere dünyaya geri indirdi. Araba Merih’i ıskalayacakmış ama yine de bilim nâmına büyük bir başarı…

Lâkin bu hâdise her zaman olduğu gibi bizim ülkemizde farklı bir şekilde yankı buldu!.. Sebebi bilinmez; kendilerine aydın denilmesinden hoşlanan bir gürûh, bilimdeki bu gelişmelerin faturasını yine menfî bir şekilde İslâm’a kesti! Ana akım ve sosyal medya;

“Adamlar Mars’a araba yolluyor, biz orucu ne bozar onu tartışıyoruz!..”

“Adamlar Mars’a araba yolluyor, biz hâlâ imam-hatip açalım!..”

“Adamlar Mars’a araba yolluyor, biz helâl-haramları tartışıyoruz…” vb. paylaşımlar yapıldı.

Sanki bu paylaşımı yapan arkadaşların uzaya çıkmasını İslâm engelliyor!

Bu hâdiseden bir süre sonra karadeliklerle alâkalı yaptığı çalışmalarla meşhur fizikçi Stephen Hawking ölünce, İngiliz bilim adamına ait; «Tanrı’ya Gerek Yok» makalesi yine bu sözde aydın kesimin favori paylaşımı oldu!

Maalesef ki; Tanzîmat’tan bu yana aşağılık kompleksine tutulmuş, batının demirin terakkîsine dayanan, dışı altın yaldızlı lâkin içi kir ve pas tutmuş modernizmine kanmış bazı insanlar, tarihen ve tabiaten tamamen yanlış ve asılsız olan; «İslâm terakkîye mânidir.» anlayışını her fırsatta dile getiriyorlar. Hâlbuki bakmayı bilseler batı medeniyetinin bütün ilmî ve maddî zenginliklerinin kaynağının İslâm ve doğu medeniyeti olduğunu görebilirler. Bu mevzû hakkında bütün ilim dallarından yüzlerce sayfa misal verilebilir. Lâkin biz insanların son dönemde hayranlıklarını sıklıkla dile getirdikleri batının «sıfır»dan kurduğu matematik ve fizikten misaller vereceğiz. Buradaki «sıfır» ifadesi sizi yanıltmasın. Bu sıfır, büyük İslâm âlimi cebir ilminin kurucusu kabul edilen Hârizmî’nin rakam olarak sistemleştirdiği sıfırdır.

EL-HÂRİZMÎ

Tam adı Ebû Câfer Muhammed bin Musa el-Hârizmî’dir. 9. asırda yaşamıştır. Aslen Harezmli olması sebebiyle kısaca el-Hârizmî nâmıyla meşhur olmuştur. Hayatı hakkında ayrıntılı bilgiler kaynaklarda yer almasa da hayatının büyük bir kısmını Bağdat’ta geçirdiği bilinmektedir.

Hârizmî; Abbâsî Halîfesi Me’mûn’un teminatı altında, aynı zamanda önemli üyelerinden biri olduğu Beytü’l-Hikme’nin kütüphanesinde vazife yapmıştır. Onun günümüze intikal eden eserlerini, bu dönemde kaleme alıp Halîfe Me’mûn’a sunduğu bilinir.

Astronomî ve coğrafya ilimleriyle alâkalı çalışmaları da vardır. Lâkin o kurulmasına ve gelişmesine öncülük ettiği matematik ilmi ile alâkalı çalışmalarıyla bilinir.

Meşhur eseri; Kitâbü’l-Muhtasar fî Hisâbi’l-cebr ve’l-Mukābele düzenli biçimde te’lif edilmiş, adında «cebir» kelimesini taşıyan ilk matematik kitabıdır. Hârizmî’nin bu eseriyle cebir ilmi, ilk defa hisâb (hesap) ilminden ayrılmış ve ilk kez cebir, bir ilmin adı olarak kullanılmıştır. Ondan sonra gelen bütün İslâm cebircileri bu eseri kendi çalışmalarına temel almışlar, hattâ ihtivâ ettiği problem ve örnekleri dahî aynen muhafaza etmişlerdir. Hârizmî bu eserinde; birinci ve ikinci dereceden denklemlerin çözümleri, binom çarpımları, çeşitli cebir problemleri ve miras hesabı gibi mevzûları incelemiştir.

Ayrıca o zamanın ilim merkezi olan Bağdat’ı ziyarete gelen Hintli ilim adamlarından bilgiler öğrenerek Kitâbü’l-Hisâbi’l-Hindî eserini kaleme almıştır. Hintlilerden de ilham alarak bütün özellikleriyle sıfır rakamını geliştirmiş, böylece ondalık sayı sisteminin mükemmelleşmesini sağlamıştır.

Bu sırada batı ise; cebir ilminden bîhaber Roma rakamları ile en basit matematik işlemlerini yapmakta bile zorlanmaktadır.

Ancak 3 asır sonra Hârizmî’nin Kitâbü’l-Muhtasar fî Hisâbi’l-cebr ve’l-Mukābele adlı eseri, Chesterlı Robert ve Cremonalı Gerard tarafından Lâtinceye çevrilmiştir. Kitabın adında bulunan «el-cebr» kelimesi, «algebra» biçimine dönüşmüş ve batı dillerinde «Cebir» terimini karşılamak için bu kelime kullanılmaya başlanmıştır. Batıda Rönesans’a kadar tek temel kaynak olarak kullanılan bu kitaplar, gelişen bütün matematik temelli ilimlere kaynaklık etmiştir. Teknolojinin temelini oluşturan «algoritma» kelimesi de, al-Khwarizmi olarak çevrilen isminin bozulmasıyla türetilmiştir.

Bugün batının tekniğine hayranlığı ile İslâm’a düşman olanlara rağmen, sıfırdan bütün batının ilmine kaynaklık eden Hârizmî kitabının ithaf kısmında şöyle diyordu;

“Sayıların keşfi için güç veren Allâh’a şükürler olsun.”

Diğer taraftan neden bugün o keşiflerden bizim aynı kudret ve gayreti gösteremediğimiz meselesi de bizim için halledilmesi gereken bir problem olarak durmakta. Kendi cahil gençliğimizin, batıya hayranlığını sadece mâzîdeki başarılarla gideremeyiz. Allâh’ın kâinâta koyduğu kanunları çözmek ve insanlığa faydalı olmak için yarının Hârizmîlerini, Aziz Sancarlarını yetiştirmemiz lâzım…

Şairin diliyle bir hulâsa:

Bugünkü tekniğin altında mührümüz vardır;
Çalışmışız o zamanlar üretmişiz «sıfır»ı…
İlimde, fende sadâmız kesildi yıllardır,
Düşüp rehâvete heyhat tüketmişiz sıfırı!..
«Sıfırdan» olsa da gayretle gösterip hüneri,
Cihâna gösterelim «bol sıfırlı» bir zaferi!..

(Tâlî)