ÖYLE NESLİZ Kİ!..

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Öyle nesliz ki, ufkumuz sonsuz,
Uğrağız yerde, uçmağız gökte.
Biz kuluz Hakk’a, hakka meftûnuz,
Toprağız yerde, bayrağız gökte.

Öyle nesliz ki, öncü peygamber,
Ol ne söylerse, eyleriz ezber,
Bizdedir kürsü, bizdedir minber,
Ancağız yerde, sancağız gökte…

Öyle nesliz ki, dönmeyiz sözden,
Emr-i Kur’ân’a bağlıyız özden,
Kıt’alar çâre bekliyor bizden,
Hür bağız yerde, nur dağız gökte!

Öyle nesliz ki, kibre düşmânız,
Tevbemiz tevbe, cürme pişmânız,
Müjde azmiyle devre devrânız,
Ahlâğız yerde, mihrağız gökte!

Öyle nesliz ki, nabzımız, isrâ,
Zerreyiz önce, kürreyiz sonra,
Bir hiçiz sâde Hak’tadır tuğrâ,
Şipşağız yerde, kavşağız gökte!

Öyle nesliz ki, kalbimiz paktır,
Çünkü ölsek de, gāyemiz haktır,
Çehremiz nurlu, alnımız aktır,
Berrağız yerde, revnağız gökte!

Öyle nesliz ki, tatmışız aşkı,
Tâ ezel bizde, tâ ebed yankı,
Her şeyin farkı, merhamet çarkı,
Irmağız yerde, sağnağız gökte!

Öyle nesliz ki, gönlümüz toktur,
Sancı vaktinde uykumuz yoktur,
Ağlatan derde duygumuz çoktur,
Kundağız yerde, çardağız gökte!

Öyle nesliz ki, cedde hürmet bu,
Hak kitâbında sır ve hikmet bu,
Zahmetin kârı, çölde rahmet bu,
Zambağız yerde, leylâğız gökte!

Öyle nesliz ki, her garip gönle,
Eyleriz kalbi, solmayan lâle,
Kim susuz kalsa, çağlarız hâle,
Bardağız yerde, ıslağız gökte!

Öyle nesliz ki, yer ve gök arsa,
Cümle muhtâca toplarız parsa,
Kimsesiz yolcu, aç yürek varsa,
Mutfağız yerde, erzağız gökte!

Öyle nesliz ki, bizde yok kuşku,
Var duâmızda bitmeyen coşku,
Çekmeyiz canda rızk için korku,
Kaynağız yerde, meblağız gökte!

Öyle nesliz ki, eyledik izhar,
Hak huzûrunda şan ve izzet var,
Doğru yol üzre olmayız hiç dar,
Kıvrağız yerde, evrağız gökte!

Öyle nesliz ki, bizde enginlik,
Rabbimin rengi, bizde renginlik
Bir kanâat ki, bizde zenginlik,
Emlağız yerde, eflâğız gökte!

Öyle nesliz ki, tâcımız, mânâ,
Sığmayız çünkü sözde destâna,
Vermeyiz yurdu, kahpe düşmâna,
Şaplâğız yerde, tokmağız gökte!

Öyle nesliz ki, her özün hükmü,
Sabrın üstünde, ölçeriz, öz mü?
Kahrımız belli, kül eder zulmü,
Mızrağız yerde, çakmağız gökte!

Öyle nesliz ki, cennet îkāzı,
Şerre en karşı, hayra en râzı,
Rûhun îmârı, nefsin enkāzı,
Mîsağız yerde, müştağız gökte!

Öyle nesliz ki, hep deriz haydi,
Sonsuz âlemde en güzel vâdi,
Tüm bu dünyâyı, âhiret yendi,
Tik-tağız yerde, mutlağız gökte!

Der bu Seyrî de, öyle nesliz, Hû,
Çözmüşüz çünkü harbi hem sulhu,
Bizde hem gāzi, hem şehid rûhu,
Her çağız yerde, biz sağız gökte!

vezni: hem; 5 + 5 = 10’lu hece ölçüsü – hem; fâilâtün / mefâilün / fa’lün

11 Mart 2017 Akmescid / Sancaktepe / İstanbul