SELİMNÂME

Güncelleyen: Mahmut KAYA mkaya45@gmail.com

Mercidâbık -1516-

Seyretsin artık felek Hakk’ın şehsüvârını,
Fethetti bir seferde nebîler diyarını…

Mührünü vurdu kader bugün Mercidâbık’a,
İslâm’da birlik neymiş, gör savaş meydânını.

Bu dâvâyı hâl için Memlûklü Padişahı,
Nesi varsa sarfetti bi’l-cümle emvâlini.

Müthiş bir hırsla o gün, saldırdı Memlûklüler,
Sürdü harp meydanına sayısız silâhını.

Gülleler yağmur gibi yağıp yerle bir etti,
Haksız yere giydiği gurur veren tâcını.

«Kaçacak yer neresi?» diye sığındı çöle,
Kalanların da kılıç tamam etti kârını.

Zafere tanık olan kızıl renge bir baksın,
Görsün ne imiş açan bahar lâlezârını.

Devlet, millet birleşsin diye savaşanlara,
Baştanbaşa Suriye açmıştı hisârını.

Gālibiyet mührünü vurmak için Padişah,
Dilemişti Mısır’da kurmak karargâhını.

Sefer şevkiyle coşup salınıyordu tuğlar…
Zafer yeliyle Mısr’a yol alıyordu tuğlar…

Seyreylesün felek kaderin şehsüvârını,
Fethetti bir seferde Nebîler Diyârı’nı…

Sahrâ-yı Mercidâbık’a nakş eylemiş kader,
İslâm fikr-i vahdetinin kârzârını.

Memlûk Pâdişâhı bu dâvâyı fasl içün,
Sarf etti azm ü cezm ile bilcümle vârını.

Bir kāhirâne hırs ile Memlûk leşkeri,
Gavgāya saldı esliha-i bî-şümârını.

Bârân misâli gülle yağıp kıldı hâksâr,
Hem gāsıbâne tâcını hem tâcdârını.

«Eyne’l-mefer?» diyen çöle cân attı sû-be-sû,
Bâkîsinin de tîg tamâm etti kârını.

Sahrâ-yı lâ’lgûne bakan şâhid-i zafer,
Görsün bahârının bu yaman lâlezârını.

Tevhîd-i milk ü millet içün cenk edenlere,
Sûriyye açtı cümle husûn ü hisârını.

İtmâm-ı gālibiyyet içün şanlı Pâdişâh,
Mısr içre kurmak istedi dârü’l-karârını.

Şevk-i seferle pür-heyecân oldu tuğlar…
Bâd-ı zaferle Mısr’a vezân oldu tuğlar…

Yahya Kemal BEYATLI