18 MART ÇANAKKALESİ ve 15 TEMMUZ TÜRKİYESİ

YAZAR : Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com

18 Mart 1915’te yazılan bir tarih unutuldu sanıldı. «Bu tarih üzerine yeni bir tarih yazılmayacak.» dendi ama yazıldı. 15 Temmuz 2016’da milletimiz Çanakkale benzeri bir savaş verdi.

Çanakkale’de yedi düvel vardı. Bugün de ülkemize dört bir koldan yedi düvel değil neredeyse on yedi düvel saldırıyor. Ülkeler saldırıyor, ülkelerin kontrolündeki çeşit çeşit örgütler saldırıyor. «Zaman insanımızı yozlaştırdı, keyifçileştirdi, gençlerimizi tembelleştirdi.» deniyordu ama söz konusu «vatan» olunca gerisi teferruat kaldı.

Çanakkale Savaşı’nın yıldızları 17’sinden 70’ine hiç fark etmedi. Bu yıldız şahsiyetler; son derece donanımlı teknolojiye sahip düşman askerlerine karşı, eskimiş, derme çatma silâhlarla savaştılar. 15 Temmuz’daki zafer yıldızlarının ellerinde silâh da yoktu, tek bayrakları vardı bir de göğüslerinde îman. Mehmetçik; 18 Mart’ta, kendisinden her yönden üstün olan düşmanı Çanakkale’de yenerek bir tarih yazdı. 15 Temmuz’un yiğit vatan sevdalıları da; emsali bulunmaz bambaşka bir mücadele sergilediler ve gelecek nesle, arkalarında hakikaten övünülecek şanlı bir direniş misali bıraktılar. Helâl olsun!

Neydi bu kahramanlara bu fedâkârlıkları sergileten?

Göğsündeki îman mı?

Çanakkale’de ölüm kalım mücadelesi ortaya kondu. O zamanlar Boğaz âdeta al bayrağımızın renginde aktı. Mehmetçik kanı pahasına; «Vatan!» dedi. «Vatan geçilmez ben varken!» dedi, göğsünü siper etti, tarihe parmak ısırtan eşsiz büyüklükte bir mücadele örneği sergiledi. Allah onlardan râzı olsun, mekânları cennetin en âlî köşesinde bulunsun. Onların sayesinde bugünlere geldik. Sonra 15 Temmuz gecesi de milletimiz buna benzer bir yüce ruh ortaya koydu. Kendi halkına kurşun sıkan, üzerlerine F 16 savaş uçaklarıyla bomba yağdıran hâinlere âdeta dendi ki: «Vatan bizim en âlî mukaddesimizdir. Vatan bölünmez! Türkiye yenilmez!» Bu görüşteki vatanseverler, vatanın öyle ucuza satılamayacağını söyleyerek ve bedelini canlarıyla ödeyerek hâinlere tokat gibi bir cevap verdiler.

Çanakkale Savaşı tarihî bir öneme sahiptir. Bilhassa Boğazlar sebebiyle; ekonomik, siyâsî ve stratejik yönüyle tüm dünyanın dikkati buradadır. Bugün memleketimiz hem Boğazlar hem coğrâfî konum olarak doğu ile batı arasında bir köprü durumundadır. Son yıllarda doğalgaz ve petrolün batı ülkelerine aktarılmasında ülkemiz âdeta bir enerji koridorudur. Ki bu husus, memleketimizi ekonomik anlamda gıpta edilecek bir hâle getirebilir. İşte dün; «hasta adam» dedikleri bir zamanda, ülkemiz nasıl önemli görülüp, düşmanlar tarafından çökertilmek istendiğinde, vatansever halkımız o devirde elinden geleni ardına koymadıysa bugün de aynı şeyler söz konusudur. Yaşadığımız şu süreçte bilhassa Avrupa devletleri ve Almanya, Türkiye’nin son yıllardaki hızlı ilerleyişini büyük bir kıskançlıkla izlerken; «Türk yapar, Alman bakar.» sözüyle, gizli kapaklı pek çok işleri arkamızdan, önümüzden çevirebiliyorlar. Yani dünkü hasmâne tutumlar aynen bugün de icrâ ediliyor. Tarih hep tekerrür eder. Mâzîden dersler çıkarılarak yarınlara yürünmelidir.

Geçmişte «Anadolu’nun gücü» nasıl Çanakkale’de tecellî ettiyse bugün de 15 Temmuz’da «millî iradenin gücü» işte aynen öyle gerçekleşmiştir. Onun için diyoruz ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Çanakkale’de gösterilen dâsitânî mücadele, tüm dünya toplumlarını derinden etkilemiş ve sarsmıştı. Bugün de 15 Temmuz’da insanımızın Kürt’üyle, Türk’üyle, Çerkez’iyle, Lâz’ıyla, Alevî’siyle, Sünnî’siyle verdiği mücadele örneği mutlaka tarihe geçecektir. İnsanlar aynen Çanakkale’deki gibi, evlerinden şehid olmak niyetiyle çıktılar. Bellerinde silâh, ellerinde bir çakı dahî yoktu. Fakat göğüslerdeki îman her şeyi yenecek güçteydi. Denmiştir ki: «Vatan sevgisi îmandandır.» Onun için diyoruz ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Geçmişte «Millî Kurtuluş Savaşı» yaşanmıştı. 15 Temmuz’da da kahraman milletimiz tarafından «İkinci Millî Kurtuluş Savaşı» verildi. Yoksa şimdi kim bilir bu mukaddes vatan kimin düzeninde yüzecekti? 15 Temmuz’da hâinlerin ve onların işbirlikçilerinin gerçekleştirmeye çalıştıkları darbe kalkışmasını bu şer güçler bıkmadan yeniden deneyeceklerdir. Ama her deneyişte Hazret-i Allâh’ın izni ve inâyetiyle Türkiye’nin yenilmezliğini daha iyi idrak etmiş olacaklardır. Çünkü bizim insanımızda «millî mücadele rûhu» hiç sönmemiştir, dinmemiştir, dinmeyecektir. Her darbe bizi birbirimize daha çok kenetlemektedir. Bölemeyecekler bizi, yıkamayacaklar ülkemizi. 1923’lerde kazandığımız istiklâlimizi yitirmemize milletimiz asla müsaade etmeyecektir. Bilinsin ki Cenâb-ı Hakk’ın izniyle;

Bayrağımızı indirtmeyeceğiz!
Ezanlarımızı susturtmayacağız!
Ülkemizi böldürtmeyeceğiz!

O zamanlar Osmanlı ordusunda mevcut şehidlerimiz sebebiyle pek çok zâyiat ortaya çıkmıştı. Ancak ilerleyen zaman içinde gerçekleşen devrimlerle o açıklar bir bir kapatıldı. Ülkemiz tıpkı istiklâl mücadelesi gibi her alanda verdiği mücadelelerle dimdik ayakta kaldı. 15 Temmuz’da hâinlerin hâin kalkışmasıyla ülkemizin pek çok önemli alanlarında, etkililik ve yetkililiğe sahip bu alçakların o kadroları boşaltmasıyla; gerideki «resmî görevliler açığı» bugün hızla kapatılmış ülke âdeta taze kana kavuşmuştur. Ülkemiz; 2023 hedeflerine, etrafındaki yedi düvel düşmana ve terör örgütlerinin her türlü tahribatına karşı emin adımlarla ilerleyerek, yoluna devam etmektedir. O yüzden diyoruz ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Çanakkale Savaşlarında kazanılan zafer; ülkenin bitti sanıldığı yerde küllerinden yani «insanımızın içindeki îman kıvılcımları»ndan nasıl yeniden doğduğunu, nasıl ayağa kalktığını tüm dünyaya gösterdiğinin resmiydi. Bütün zorlukların üstesinden o günkü ibtidâî şartlarda nasıl gelindiyse; bugün de 15 Temmuz’da ülke semâlarında F 16 savaş uçaklarıyla havadan, tanklarla karadan, gemilerle denizden alçak vatan hâinlerine karşı ellerinde sadece bayraklarıyla tankların üstüne üstüne yürüyen insanlarımızla yeni bir millî mücadele savaşı verilmiştir. O yüzden kimse sanmasın ki bu vatan sahipsizdir. Bu sebeple diyoruz ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Bu vatanın asil evlâtları olduğu sürece, yıllar geçse de aynı gerçek hep tekerrür edecektir. Çanakkale başarısı ve zaferi; teknolojik üstünlüğün değil îman, inanç ve mukaddes değerlere olan bağlılığın, canı pahasına olsun vatanı savunma ve koruma gayesinin üstünlüğünün ispatıdır. 15 Temmuz’da da halkın silâhlarını kendi halkına karşı kullanan alçaklara, ellerinde hiçbir silâh olmayan ama dillerindeki ibretli nasihatleri ile; «Yapma evlâdım halkına kurşun sıkma, üstümüze tankları sürme, sen kime hizmet ediyorsun? Gel vatanımıza ihânet etme, dön bu yanlıştan!» îkazlarıyla ülkemiz insanının şanlı ve haysiyetli bir direniş ortaya koyan yaman bir mücadelesidir. İşin gönül acıtıcı tarafı Çanakkale’de gayr-i müslim düşman vardı askerimiz karşısında. Bugün yaşananlarda ise karşımızda içimizdeki hâinler vardı. Ama ne olursa olsun, bilinsin ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Çanakkale’de İngiltere, Fransa gibi emperyalist işgalci devletlerin yenilmezlik gururu kırıldı. 15 Temmuz’da da ülkemizin en hassas kurumlarına bir ur gibi yerleşmiş âdeta millî menfaatlerimizin kılcal damarlarına kadar sızmış olan ve başaracaklarına çok inanmış ve güvenmiş bir alçak yapının yenilmez kibir ve gururu kırılmış ve yıkılmış oldu. Bu sebeple diyoruz ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Çanakkale’de bize başarı getiren ruh bugün de şükür ki, ölmemiştir. O ruh yaşıyor. Bu kahraman millet; bu rûhu taşıdığı sürece, hep zaferden zafere koşacaktır. Çanakkale Savaşı’nda askerlerimizin dünyayı hayrette bırakan kahramanlıkları, vatanlarını savunmadaki kararlı mücadeleleri, o zamanlar pek çok ülkede bilhassa Avustralya ve Yeni Zelandalılarda millî bir şuur oluşmasına sebep olmuştu. 15 Temmuz’da da Türkiye halkının hâinlerin gerçekleştirmeye çalıştıkları alçak darbeye karşı verdiği mücadele; hem aynı tehdit altındaki diğer İslâm ülkelerine hem de dünya devletlerine müthiş bir direniş örneği teşkil etmiştir. Onun için boşuna uğraşmayınız:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Çanakkale’de sayı, askerî ve jeopolitik güç hesabı yapanlar; Türk askerinin demir îman gücü ve bükülmez bileğiyle karşılaşınca hezîmete uğramışlar, onlar da en az bizim kadar askerî kayıplar vermişlerdir. Hattâ öyle ki Çanakkale Savaşı dünyadaki güç ve otorite dengesini sarsmıştır. Türkiye’nin bu gücü bugün de hesaba katılmalıdır. 15 Temmuz’daki hâin kalkışmayı yapan alçaklar ve arkasındaki gizli şer güçler yine aynı bükülmez bileklerle ve yenilmez yüreklerle bir kez daha karşılaşmışlardır ve bu hakikat Hazret-i Allâh’ın izni ve inâyetiyle hep böyle devam edecektir. Bugün Türkiye üzerinde terör örgütleriyle ülke karıştırmaya çalışanlara tekrar Çanakkale’yi hatırlatırız. «Dünya beşten büyüktür!» gerçeğini dünyanın en büyük otoritelerinin yüzüne haykıran bir ülke; askerî, politik ve inşâallah ekonomik olarak dünyanın önemli bir gücü olacaktır. Be hey hâinler ve tüm şer güçler, yaptıklarınızdan gafil değiliz, hepsine vâkıfız, bu yüzden diyoruz ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”

Geçmişte 18 Mart’ı unutan düşmanlara, tüm hâinlere, teröristlere; bu halk 15 Temmuz’da vatanı için yiğitlik ve kahramanlığın nasıl yapılacağını hatırlatmıştır. Aynı hatırlatmayı her zaman yapacak donanımdayız elhamdülillâh.

Bugün her türlü yeniliğe gözlerini açmış, teknolojiyi en ileri şekilde almaya zihinlerini ve maddî imkânlarını seferber etmiş, bunun için gerekli altyapıyı ve birikimi sağlamaya azmetmiş yepyeni bir Türkiye var artık. Ve inşâallah bu yenilmez, bölünmez Türkiye; dünyaya da yeni bir nizam ve otorite getirecektir.

Çanakkale’de vatanı için ölmesini bilenler, canı pahasına bir tarih yazanlar, dünya tarihinde ölüme koşarcasına gidenler; bugün de aynı coşkuyla, neredeyse toptan bir millet olarak 15 Temmuz’da darbenin üstüne yürümüş, âdeta ölüme meydan okumuşlardır.

Milletimiz bu hâliyle ecdâdının izinden gittiğini ispat etmiştir. Dünya bu milleti ciddî anlamda tekrar değerlendirmeye almalıdır. Üzerimizde oynadıkları sinsî ve kalleş oyunları bir kez daha gözden geçirmelidir. Bu sebeple bir kez daha bilinsin ki:

“TÜRKİYE YIKILMAZ!
TÜRKİYE YENİLMEZ!
VATAN BÖLÜNMEZ!”