DARBE ve FETİH
ŞAİR : Ümmet KAHRAMAN
İki bin on altı, on beş Temmuz’du,
Rezil kalkışmayla darbe sınandı.
Parola ihânet, işgal rumuzdu,
Hâinler milleti baş eğer sandı.
Millî iradeye dadanan haçlı,
Maşası olunca bir hâin suçlu,
Görerek kendini işgale güçlü,
Habis elleriyle yurda uzandı.
Bizans rûhu yine kurdu bir hile,
Entrikanın sığmaz tarifi dile,
Fatihlerin nesli bilip vesile,
Surların yerine tanka tırmandı.
Yüz yıldan fazladır sahnede oyun,
Uşaklık edince soysuzu soyun,
Kan sızdı içine havanın, suyun,
Toprak gözyaşıyla, kanla sulandı.
Dîni ve îmânı satan hilekâr,
Vatanı satmaya vermiş ki karar,
Sığınmış zalime eylemiş firar,
Ettiği işlerden âlem utandı.
«Haydi meydanlara!» deyince önder,
Serdengeçti doldu meydanlar, minder,
Bir destan yazıldı emsalsiz, ender,
Kahramanlık rûhu yine şahlandı.
Kalplerden korkuyu alınca Allah,
Îmandı o gece en büyük silâh,
Karanlıktı gece, nur oldu sabah,
Vatan ümitlerle güne uyandı.
Yâ Allah! Bismillâh! Allâhu ekber!
Bu sözdü o gece, dillerde ezber,
Ezanla salâyla olup seferber,
Gönüller şevk ile Allâh’ı andı.
Sarınca eşkıyâ etrafı bütün,
Kıyam ne gün dendi, değilse bugün,
Şehidliği bilip vuslata düğün,
Canlar seve seve Hakk’a adandı.
Ya Rabbî sağlam kıl, îmâna bağı,
Yine değiştirsin bu millet çağı,
Yıkılsın iblisin sömürge ağı,
Herkes adâlete susadı, yandı.
Hep yüksek tutalım şanlı bayrağı,
Olsun insanlığa ilham kaynağı,
El çeksin dünyadan Bizans alçağı,
Zulümden, işgalden dünya usandı.