Söz Gelir, Gider

ŞAİR : NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com

Vefâsız yâr selâmını kesse de,
Gönülden gönüle «haz» gelir, gider…
Hüzün ile hicran yeli esse de,
Nice kış tükenir, «yaz» gelir, gider…

Kimi fermanlara çile yazılır,
Candan ayrı kalan cânan üzülür,
Göçler hazırlanır kervan dizilir,
Diyardan diyara «iz» gelir, gider…

Kadere itiraz kimin harcıdır?
Mevlâ’ya ibâdet kulun borcudur,
Sabrın sonu ihsan, burcu burcudur,
Kavrulan yürekten «köz» gelir, gider…

Akıl almaz ne hesaplar yapılır,
Bilmem günahlara niye sapılır…
Ölüm unutulur mala tapılır,
Oysa şu hayatlar «tez» gelir, gider…

Bilmez misin bu dünyada cefâ çok!
Gerçek mü’minlere gerçek sefâ yok!
Mal-mülk, şan-şöhrette, ahde vefâ yok!
Ancak birkaç arşın «bez» gelir, gider…

Ten dediğin emânet bir kafestir,
Ömür sandığın şey birkaç nefestir,
İster hırsla koştur, istersen kestir,
Hakikat yolcusu «düz» gelir, gider…

Ne gonca güllerin, ne bağın kalır,
Ne bitmez sandığın bu çağın kalır,
Ne de güvendiğin bir dağın kalır,
Her dem özlediğin «öz» gelir, gider…

Gelenler mutlaka payını alır,
Hayır, şer ne umsa, kul onu bulur,
Zulmeden zalime intizar kalır;
Sevenden sevene «naz» gelir, gider…

Bir gün okunursa aşkın kitabı,
Sevgiliye arz eyleriz hitabı,
Dönmek üzereyken en son etabı;
Niyazkâr emsalsiz «söz» gelir, gider…