121. SAYI TAKDİM
Kıymetli Okuyucularımız,
Tarih hâfıza-yı millettir.
İnsanlar hâfızalarında seçicilik yapmak isterler. Hiç hatırlamak istemeyecekleri hâtıraları da olur, daima hatırda tutmak, asla unutmak istemeyecekleri de…
Tarihe böyle bir hissîlikle yaklaşmamalı…
Onun şan ve şerefli günlerine, gururla kamaşan değil, sebepleri tarassut arayan gözlerle bakmalı…
Çünkü sahip çıkıldığında şan ve şeref katan sebepler, ihmal edildiğinde gerilemenin, çöküşün, ziyanın da sebebi…
Mefâhirle dolu bir tarihimiz var, bunlardan en yakını yüzüncü yılında bulunduğumuz Çanakkale Zaferi…
Tarih tekerrürdür. Tarihimizdeki iftihar ve şükür kaynağımız olan hâdiseler, tekerrür etsin tabiî ki… Yine zaferlerimiz, fetihlerimiz olsun… Ammâ tarih ve toplumlara hükmeden ilâhî kanun, önce o zaferleri getiren şartların tekerrürünü talep etmekte…
Bu sebeple; Mart sayımızda tarih ve ibreti dosya mevzumuz olarak belirledik.
Başlığımız ise, tarihimize şan katan en temel gönül ayarımızı ifade etmekte:
Tarihimize Şan Katan Muhabbet Ölçüsü
Çünkü Allah ve Habîbi’nin muhabbetine can fedâ etmek; din, vatan, namus ve ittihâd için canından geçebilmek, Çanakkale kahramanlarının en mühim vasfı değil midir?
Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ, Endülüs’ten Osmanlı’ya yükseliş ve çöküş sebeplerini, fert ve toplumdaki meyil ve muhabbet ayarlarının istikamet ve bozuluşuna bağlayarak çareyi şöyle ilân etti:
“Çare;
Kendi medeniyetimizin öz eğitimi.
İllâ ki îman ve Kur’ân eğitimi.
Çare;
Muhabbet ölçümüzü, tekrar tarihe şan verecek ve geleceğe yön verecek kıvama getirmek. Tabir yerindeyse, onları fabrika ayarlarına döndürmek.”
Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi, şanlı tarihimizin, bir başka vazgeçilmez ölçüsünü, düstûrunu misal misal kaleme aldı: “Tarihteki Merhamet Mührü.” Hazret-i Mevlânâ’dan günümüze ve gündemimize; “Bir Müslümanın Firâseti” başlığı altında; vasıflı, ideal insan yetiştirmenin ehemmiyetini ve kıymetini taşınmakta.
Yazarlarımız tarihe ve yüzüncü yılında olduğumuz hâdiselere ibret ve tahlil nazarıyla yaklaştılar. Her zaman olduğu gibi, meselenin Kur’ân ve Sünnet dağarcığından tahlili ve panoramasını ortaya koydular.
Tarihimiz bir mânâda şehâdetler tarihidir… Tarihimize şan katan en mühim unsur, askerinden hükümdarına, halkından ulemâsına her ferdin âhiret ufuklu bakışla, dünyayı, hayatı hiçe saymasıdır.
Şairlerimiz de bu duygularla, en çok Çanakkale, Millî Mücadele ve Sarıkamış şehidlerimiz için yaktılar türkülerini… Onların muhabbet ölçüsünü Âkif ne güzel ifade etmiştir:
Ey şehîd oğlu şehîd isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
Mart, Yüzakı’nın tarihinde de başlangıç noktası… 11’inci yılımıza yine çok kıymetli bir hediyeyi takdim edeceğimiz bir kampanya ile giriyoruz. Tarihimizdeki mefâhirin ardındaki mânevî sultanın, Hazret-i Mevlânâ’nın eserinden Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi’nin feyizli kalemiyle süzdüğü, petek petek günümüzün dertlerine şifâ hâlinde takdim ettiği çok kıymetli bir eser: Geçtiğimiz yıl teveccühlerinize mazhar olan Sır ve Hikmet İncileri’nin ikinci cildi. Değerli okuyucularımıza, desteklerinin devamı ve Yüzakı’mızın daha nice gönüllere ulaşması yolundaki gayretleri için teşekkür ederiz.