DEDEMİN SARIĞI!

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de

Dedemin sükûtu hikmet saçardı,
Sohbete kahveden bahane çıkar…
Her çiçeğin yaprağını açardı,
Toprağın bağrından şâhâne çıkar…

Dedemin yazısı eskimez yazı,
Öteler ötesi gönül niyazı,
Başında sarığı kefen beyazı,
Mü’min musallâya mestâne çıkar…

Dedemde sevgiler almış demini,
Taşa da söylemez sözün kemini,
Yüreğe koyarsan öfkeyi, kini,
Akıl cendereden dîvâne çıkar…

Dedem der ki: «Geçmişini hatırla,
Lâmbayı dinlendir, kapıyı sırla,
Misafiri ceddin gibi ağırla,
Ağaç kovuğundan zamâne çıkar…»

Dedem öğüt satar, ibret alırdı,
Kanaat eğirir, gayret alırdı,
Tefekkür ufkunda hayret alırdı,
Duygular süzülür rindâne çıkar…

Dedem, yokluk-açlık nedir bilirmiş,
Belâ, nefsin oltasında gelirmiş,
Zehir bile bal tasında gelirmiş,
Sanma düşmanların merdâne çıkar…

Dedem hep ağlardı, bahtı karama,
Duâlar, sevdalar sardı yarama,
Bir milletin benliğiyle oynama,
«Altı kaval üstü şişhane» çıkar…

Dedem besmelesiz adım atmazdı,
Seher vakti kalkar, ölse yatmazdı,
Kendinden gayriye kızıp, çatmazdı,
Halk içinden böyle dürdâne çıkar…

Dedemde tebessüm dünya ziyneti,
Yalınayak yürü, çekme mihneti,
Mutluluk getirmez mal-mülk cinneti,
Kulübe sandığın kâşâne çıkar…

Dedemdi eseri yüce devletin,
Çağların rüyası şanlı savletin,
Bizde emâneti Hakk’a davetin,
Yollar Peygamber-i Zîşân’e çıkar…