HAK ÂŞIĞI MEHMET AYDIN’IN ARDINDAN…

YAZAR : Mehmet MENCET

Gönül insanı olmak zordur. Boncuklar arasında inci nasıl az ve kıymetliyse gönül insanları da öyle nadir ve değerlidir. Bir gönül ve hizmet insanı muhterem Mehmet AYDIN Ağabey de yıllardır hizmet ettiği mürşid-i kâmillerin boyasıyla boyanmış, bu yolda maddî ve mânevî hizmetlerden hiç geri kalmamıştı.

Dünya geçici bir misafirhânedir; herkesi kendisi ile oyalamıştır ancak Mehmet Ağabey gibi Allâh’ın velî kulları istisnâ…

Kendisini tanıdığım 25 yıl boyunca şahidim ki;

Mehmed Ağabey; dünyaya hangi gayeyle geldiğini iyi anlamış; bu gaye istikametinde Kur’ân-ı Kerîm’in emirlerini, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yolunu izleyen akıllı, zekî bir hak âşığı idi. Merhum Musa Efendi -rahmetullâhi aleyh-’e, her türlü gāile ve düşünceden uzak, sonsuz bir muhabbetle ve sevgiyle koşar, hizmet için âdeta kendini fedâ ederdi.

Vaktini en değerli şeylere hasreden ağabeyimiz; İstanbul’daki hizmetlerine ilâveten, Antalya’ya senede iki-üç defa gelir, yoğun bir şekilde; Antalya, Kumluca, Alanya ve gerekirse diğer ilçelere giderek gönül dostlarını dinler; nezih, temiz bir hayat yaşamamız için gece yarılarına kadar gayret ederdi. Bazen bir kardeşimizin bir derdini gidermek için saatlerini vakfeder, üşenmez, maddî-mânevî yardımlarını esirgemez ve sonra;

“Âmentü’ye devam edelim!” derdi. Her müslümanın «âmentü»yü sadece ezbere bilmesi değil hayatında düstur edinmesi lâzım değil mi?

Kardeşlerimizin hâl ve hatırlarını, ailelerini, meşgalelerini sorar; hep helâl ve sünnet çizgisinde olmasını isterdi. Antalya’ya teşriflerinde buradaki gönül kardeşlerimizin sayısını sorar, sayı bilgisini alınca;

“Canlısı ne kadar?..” diye sorardı. Antalya’ya yeni geldiğimiz sıralarda bir abimizin evinde sohbet ediyordu. Hanımlar da yandaki odada hoparlörden dinliyorlardı. Yeni ve meraklı bir hanım, eşime;

“–Neden biz de o odaya gidip yüz yüze konuşmuyoruz? Benim de soracağım sorular var.” demiş. Sohbet başladığı için eşim;

“–Şimdi olmaz. Siz sorularınızı not edin; sohbet bitince iletir, cevabını öğrenirsiniz.” demiş. Sohbeti dinledikten sonra bu hanım ayağa kalkıp gitmeye hazırlanmış. Bizim hanım;

“–Notlarınızı verin soralım.” deyince;

“–Gerek kalmadı, ben cevaplarımı sohbetten aldım.” demiş.

Antalya’daki kardeşlere, tasavvufî eğitimin her şeklini yaşayarak gösterir; sofra âdâbını, yiyecek ikramını, giyimi, muhabbeti, hizmeti öğretirdi. Her bayramda top top kumaşlar dağıtır, yoksullar için yardımda bulunurdu. Üstâd’a olan bağlılığı öğreterek kardeşlerimizin gerek maddî gerekse mânevî irtibatlarını kurabilmeleri için çırpınırdı.

Antalya’daki gönül dostlarının Mehmet AYDIN Ağabeyimiz’i unutması mümkün değildir. Onların âhirete hazırlanabilmeleri ve mânevî olgunluğa sahip olabilmeleri için Abdullah SERT Ağabeyimizle gece-gündüz hizmet ederlerdi. Son anlarına kadar Antalya’yı unutmamıştı.

O «İyi insanlar iyi atlara binip gitti…» misali, bize güzel örnek olan büyüklerimiz bir bir rahmet-i
Rahmân’a kavuşuyor. Muhterem Mehmet AYDIN Ağabey de; o güzel insanlardan, gönül dostlarından biriydi. Antalya’ya emeği çok geçti, arkasından hatimleri, Yâsînleri eksik etmeyen Antalyalı kardeşler de onu hiç unutmayacak…