Küçük İskender’in Ülkesinde DÂRUSSELÂM AÇE -2-

YAZAR : Prof. Dr. Osman ÇETİNKAYA osmancetinkaya@sdu.edu.tr

ÜMMEHÂTÜ’L-MÜ’MİNÎN KIZ KUR’ÂN KURSU

Açe’ye gitmişken Türkiye’den sivil toplum kuruluşlarının açıp devam ettirdikleri yetimhaneleri ziyaret etmek istemiştim. Ne var ki, hem yetimhanelerin yetkilileri ile sağlıklı bir iletişim kuramayışım, hem de oldukça uzak mesafelerde oluşları dolayısıyla, diğer programlara katılamama riski sebebiyle, bu isteğime kavuşamamış, biraz üzülmüştüm. Ben bu ruh hâli içindeyken birkaç genç Açe’li, otelimize kadar gelerek bizi Banda Açe kent merkezine 40-50 kilometre uzaklıkta, ismini hatırlayamadığım bir köye götürdüler. Bu köyde bir külliye içinde yer alan büyükçe bir cami ile karşılaştık. Cami görevlileri; bizi, köyün bir mahallesinde yer alan kursa götürdü. Bu yatılı kursta; bir kısmı yetim, 180 kadar kız evlâdımız çeşitli seviyelerde Kur’ân eğitimi alıyor. Yöneticileri ile görüşmeler yaptık. Eğitim gördükleri mekânları, imkânsızlıklarını; ama tevekkül ve azimlerini gördüm. Türkiye’de refah içinde yaşayan ama kendi dünyası dışına çıkamayan biri sıfatıyla; kendi adıma çok utandım, söyleyecek söz bulmakta güçlük çektim. Kursu ziyaret ettikten sonra vedâlaşırken, kurs girişinin solunda briket duvar üzerine Açe dilinde ve Arapça yazılmış kısmen solmuş bir yazı beni perişan etti. «Pondok Pesantren Putri UMMAHATU’L MU’MININ» «Ümmehâtü’l-Mü’minîn Yatılı Kız Okulu). Kursa ait bu levhayı gösteren resimden başka sizinle paylaşmaya cesaret edebileceğim bir şey yok.

AÇE EYÂLETİ VALİSİ DR. ZÂİNÎ ABDULLAH İLE

Açe’de geçirdiğimiz ilk günün akşamında Banda Açe’deki Eyâlet Valiliğini ziyaret ettik. Valilikte bizi kabul salonuna aldılar; bir süre bekledikten sonra, vali ve yakın çalışma arkadaşları salona geldiler. Grubumuzu temsilen, bir hocamız; kendimizi, üniversitemizi tanıtan ve ziyaret amacımızı beyan eden bir konuşma yaptı. Sonra Eyâlet Valisi Dr. Zâinî Abdullah; bize, Açe’nin bugünkü durumu, Türkiye ile ilişkiler, Türk hükûmeti ve insanî yardım kuruluşlarının Açe’ye katkıları hakkında özet bilgiler verdi. Üniversiteler arasındaki akademik işbirliğinin güçlü ve sürdürülebilir olması için, Türk ve Endonezya hükûmetleri ile her iki ülkenin iş adamları düzeyinde de ilişkiler kurulması gerekliliğini vurguladı. Açe’nin iç işlerinde; güvenlik, sosyo-ekonomik konular, yönetim ve adâlet olarak özerk olmakla birlikte, uluslararası sosyo-ekonomik-kültürel ilişkilerin Endonezya hükûmeti bilgisi ve onayıyla hattâ bölgeye ait ekonomik işbirliği anlaşmaları (ASEAN gibi) çerçevesinde gerçekleşebileceğinin altını çizdi. Bu bağlamda da salona bitişik olan ofisine birkaç dakikalığına geçerek; Özgür Açe Hareketi (GAM, Gerakan Aceh Merdeka) ile Endonezya hükûmeti arasında tsunami felâketi sonrasında 2005’te imzalanmış mutâbakat anlaşması yanında, 2006’da yürürlüğe girmiş olan 11 sayılı Açe Yönetimi kanunlarını takdim etmişlerdi.

Dr. Zâinî Abdullah, Açe’nin doğrudan seçimle gelen 2. Eyâlet Valisi. 2012 seçimlerinde seçmenlerin % 56’sının oyunu alarak 5 yıllığına seçilmiş. Kendisiyle görüştüğümüzde, bu görevi iki yıldır yürütmekteydi. Bir tıp doktoru olan Dr. Zâinî Abdullah, 1940 doğumlu 74 yaşında. Yaşına mukabil; dinç görünümlü, görevine, ülkesine ve dünyada olup bitenlere, dünya siyasetine hâkim bir yönetici intibâını bıraktı bende.

Bizimle görüşmesinde kendisinden hiç bahsetmemiş idi, ben de hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildim. Daha sonra, üniversite çevresinden akademisyenlerle görüşmeler ve internet kaynaklarından edindiğim bilgilere göre, Dr. Zâinî Abdullah; 1977’ye kadar Açe ve Sumatra Adalarının farklı kentlerinde uzman doktor ve klinik şefi olarak çalışmış. GAM, 1976’da Jakarta merkezî hükûmetine «karşı tavrını» net olarak açıklayınca GAM’a katılmış ve bu tarihten sonra GAM’ın kurucusu Hasan Di Tiro’nun yakın danışmanı olarak hep yanında olmuş. Hasan Di Tiro; 1981’de zorunlu olarak İsveç’e giderken, Dr. Zâinî de ona eşlik etmiş. İsveç Uppsala Üniversitesinde de tıp eğitimi aldıktan sonra bir süre İsveç’te hekim olarak çalışmış. Daha sonra 2002’de Tokyo’da ve diğer yerlerde yapılan barış görüşmelerinde, GAM delegasyonunda yer almış. Ağustos 2005’te Helsinki’de imzalanan Açe-Endonezya Mutabakat Anlaşması’nın da kilit roldeki üyeleri arasında yer almış.

Kendisiyle karşılıklı konuşurken;

“Bundan 35 yıl önce, üniversite öğrenciliğim yıllarında duymuştum ilk defa Açe adlı, müslümanların yaşadığı bir ülkeyi ve onun Tungku Hasan Di Tiro adlı özgürlük liderini. Allah şimdi, işte Açe’de olmayı ve Açe’nin valisiyle samimî bir sohbeti nasip etti bana…” gibi cümleleri sarf etmiştim. O anda kendisinin sustuğunu, hüzünlendiğini, belki dudaklarının titrediğini fark etmiş ne var ki o zaman buna bir mânâ verememiştim. Diğer cümlelerime cevaplar verirken, bu sözlerim neden karşılıksız kalmıştı? Şimdi onu anlamaya, duygularını hissetmeye çalışıyorum.

Türkiye’de belki de en iyi tanınan Açe’li olan Hasan Di Tiro (1925-2010); arkasında şanlı bir mücadele, örnek bir şahsiyet ve bir dâvâ adamı modeli bırakarak 3 Temmuz 2010’da Hakk’a yürümüştü. Onun hayatı ve Türkçeye de çevrilen kitabı «Özgürlüğün Bedeli: Bitmemiş Savaş Günlükleri, Nehir Yayınları, 2005» ayrı bir yazıya bile sığmayacak genişlikte. Hasan Di Tiro’ya Allah’tan rahmet, dâvâ arkadaşı Açe Valisi Dr. Zâinî Abdullâh’a da sağlıklı ve uzun bir ömür, görevinde başarılar temennî ediyorum. (Devam edecek.)