AŞK, NE KADAR VAHŞÎ’DİR!?.

ŞAİR : Servet YÜKSEL servety@t-online.de

«Ol!» der, olur bir anda,
İnsan ki, imtihanda,
Her şeyin başıdır aşk…

Vahyin bütün haşyeti,
Peygamber’i saranda,
Sadra akışıdır aşk…

«Oku!» Rabbin adıyla,
Muhabbeti Kur’ân’da,
Nûrun çakışıdır aşk…

Kâinâta sığmazsın,
Gönlünü dolduranda,
Kulun gözyaşıdır aşk…

Sonsuzluğa doğarsın,
Rahmete daldıranda,
Bir cemal düşüdür aşk…

Derdin ağyâra deme,
Şifâ var baldıranda,
Âşığın aşıdır aşk…

Bir ah çekip düşersin,
Perdeyi kaldıranda,
Hakk’ın ataşıdır aşk…

Hâlden bilmez Hallâc’ın,
Kalemini kıranda,
Ezel sarhoşudur aşk…

Bıçak gibi gölgeler,
Güneşe saldıranda,
Hüznün yoldaşıdır aşk…

Mevlânâ düğün etti,
Katına aldıranda,
Vuslat yokuşudur aşk…

Yalınkılıç eserdi,
Yavuz’um Çaldıran’da,
Îman savaşıdır aşk…

Bir dilberin gözleri,
Kalbi aşka duranda,
Çöllerin kışıdır aşk…

Akıl nereye gider?
Ey güzel çıldıranda!
Kimin sırdaşıdır aşk?..

Yalınayak baş açık,
Leylâ’yı bulduranda,
Yıkılan kaşıdır aşk…

Gece-gündüz Şirin’miş!
Ferhad dağı yaranda,
Kaderin taşıdır aşk…

Bazen nâçar kalırsın,
Fırtınada, boranda,
Pîrin bakışıdır aşk…

Bu nasıl bir cezbedir?
Yâr hatrını soranda,
Kādirî, Nakşî’dir aşk…

Bir hasretin destanı,
Cilvesi var aranda,
Anne telâşıdır aşk..

Öpüp öpüp, kokladı,
Hırka dosta varanda,
Üveysî işidir aşk…

Bülbülün figanıymış,
Gülleri solduranda,
Kanayan döşüdür aşk…

Yûsuf yüzlü bir rüya,
Züleyhâ’yı yoranda..
Edebin hoşudur aşk…

Bir mızrağın ucunda,
Gördüğünü vuranda,
Ne kadar Vahşî’dir aşk!?.