«HAZIRIM VİSÂLE EY RABBİM!»

Ömür takvimi, her fânî için değişmez bir hakikat…

Her vefat haberi; bu ebediyet yolculuğuna çıkan insanın sevenlerini, yakınlarını üzer. Bizler de ölmekten bir korku ve kaçış hâlinde değil miyiz?

Hâlbuki ömrün bir sermaye olduğunu idrak eden, bu şuurla ömrü Hakk’a ibâdetle ve halka hizmetle değerlendirenler ise ölümü bir visal addederler. Onların vefatlarının ardından yaşanan hüzün, ancak böylesi gönül insanlarından artık istifade edemeyecek olan geride kalanlara aittir.

Geçtiğimiz ay, böyle bir visal örneğine şahit olduk. Son günlerini;

“Ben hazırım Rabbim! Ben hazırım… Sana geliyorum Rabbim, Sana geliyorum!” sözleriyle geçiren, kelime-i tevhidlerle son nefesini veren bir gönül insanı…

Muhterem Hilmi DANIŞ Ağabeyimizin Hakk’a visâli…

Samsun’un gönül mimarlarındandı Hilmi DANIŞ Ağabey…

1931 yılında Bayburt’ta dünyaya gelmiş, bir süre sonra ailesiyle Samsun’a yerleşmişti. 1956’da geldiği İstanbul’da mesleği olan terziliği yapmaya başladı.

Mâneviyâta istîdâdı onu önce Yahya Efendi Dergâhı şeyhlerinden Şemsi Efendi’ye sevk etti. Bu zâtın vefatından sonra Ramazanoğlu Mahmud Sâmi Efendi Hazretleri’ne intisâb etti.

Sâmi Efendi Hazretleri’ni tanıması, kendi ifadesiyle hayatındaki en mühim nokta olmuştu. Hilmi Ağabey artık; “Allâh’a giden nurlu yolun yorulmaz bir yolcusu ve hizmetkârı” idi.

1985 yılında emekliye ayrılarak, bütün zamanını mânevî hizmetlere vakfetti.

1997 yılında Musa Efendi Hazretleri’nin işaretiyle, Samsun’a döndü ve Hacı Hüseyin SEVİNÇ Ağabey’e mânevî hizmetlerde yardımcı olmaya başladı. Bilâhare bu hizmet vazifesini deruhte etti. Vefatına kadar birçok Karadeniz şehrini, köy köy dolaştı ve yeni gönüllere mâneviyat yolunun neşesini taşıdı.

Kur’ân kursu, öğrenci yurdu, anaokulu fakir-fukarâya yardım gibi farklı eğitim ve vakıf hizmetlerine öncülük etti.

Yüzakı’mızın yayın ve eğitim faaliyetlerine de gönülden destek oldu; «Bir gönül daha kurtulsun…» derdiyle gecesini, gündüz etti.

Birkaç yıl önce Afrika’da yaşanan kuraklık döneminde Burkina Faso’da kuyular açılması yolunda sevenlerine örnek olmak için ilk önce kendi arabasını sattı ve Afrika’ya bizzat giderek kuyular açılmasını sağladı.

Kendisini yakından tanıyanların ortak kanaati hâlinde;

Hizmet yolunda büyük-küçük demeden titizlik gösteren, bütün sa‘y ü gayretlerinde yalnızca Allah rızâsını arayan ihlâs dolu bir insandı. Ömrü Allâh’ın emri ve Rasûlü’nün sünneti istikametinde bir ibâdet ve hizmet hayatı oldu.

Son günleri de tevekkül ve teslîmiyetinin, rızâ ve sabrının ispatı oldu. Izdıraplarla dolu hastalığında nice acı ve sıkıntılar çektiği hâlde, hizmetlerini aksatmadı. Kimseye, çektiği mihnetleri hissettirmedi. Son günlerinde dilinde hep şu sözleri tekrarladı:

“Herkese hakkımı helâl ediyorum.

Ben hazırım Rabbim! Ben hazırım… Sana geliyorum Rabbim, Sana geliyorum!”

10 Aralık 2012 gecesi seher vaktinde, kelime-i tevhid getirerek can emânetini sahibine, inşâallah yüz akıyla teslim etti.

Aynı gün ikindi namazında Samsun Büyük Camii’nde cenaze namazı kılındı. Köylerden ve şehir dışından sevenlerinin akın ettiği, dergi olarak da katıldığımız cenaze namazından sonra; Samsun Asrî Mezarlığı aile kabristanında toprağa verildi.

Son sözleri gönüllerde şöyle mâkes buldu:

Sona erdi, verdiğin takvim…
Sana kulluk etti hep kalbim…
Sana doğru geldiğim târih:
«Hazırım visâle ey Rabbim!..» (1434) (Tâlî)

“İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir.” âyet-i kerîmesi sırrınca;

Rabbimiz’den Hilmi Ağabeye rahmet ile muâmele etmesini niyâz ediyor; kederli ailesine, yakınlarına ve bütün sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

Okuyucularımızdan bu gönül ve hizmet insanının rûhunu, bir Fâtiha-i şerîfe ve üç ihlâs-ı şerif ile şâd eylemelerini rica ediyoruz.

YÜZAKI DERGİSİ