Hazret-i Peygamber’e Saygısız, Edepsiz ve Densizler Karşısında AHLÂK-I MUSTAFÂ GEREK…

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com

Susar önünde lisanlar, O öyle bülbül ki,
Hudâsı seçti, habîb etti, öyle bir gül ki;
Görüp de ümmet olan, her rezîl, azîz oldu,
Hasım kesilmiş azizlerse, bin beter soldu.
Cihanda Hazret-i Ahmed, gönül terâzisidir,
Hep O’nda tartılarak, kim nedir, olur zâhir!

Ebûbekir gibiler zirveleşti sıddık olup,
O zirvesiyle Ömer, kubbe oldu lâyık olup.
O kubbe içre edep tâcı kondu Osmân’a,
O tâc içinde Alî, hayder oldu devrâna…
O hak terâzide bir bir yetişti kaç yıldız,
Selim yetişti, Süleyman yetişti, coştu nabız!
Ebussuud ve Sinanlar yetişti, Yûnuslar,
Hüdâyiler, nice erler, erenler oldu çınar…
O’nunla hep bu cihân içre güldü insanlık,
Hüküm bu: O’nsuza has bitmeyen perîşanlık…

Okunsun işte bu hükmün azaplı târîhi,
Bütün hasımları Allah, devirdi billâhi.
Ebû Leheb gibiler, bak, nasıl da düştü, nere?
Ebû Cehil kesilenler, serildi aynı yere!
Ümeyyeler, kötü diller, sefil münâfıklar,
Birer birer ora devrildi, yuttu hepsini nâr…

O hâlde kimse sakın bakmasın Muhammed’e hor,
O nûru Hazret-i Allah, bizâtihî koruyor!
Yeşertiyor, O’na âşıksa gönlü, gül ediyor,
Karartıyor, O’na düşmansa rûhu, kül ediyor…
Bu sırrı anlamayanlar, cehennemin odunu,
Bu sırrı anlamayanlar, azapta anlar O’nu…

Rezîl edepsize Seyrî, denirse tepki nedir?
Derim ki; bizlere ahlâk-ı Mustafâ gerekir…

Vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
(fa’lün)
Eylül 2012