ŞİİR DİLİYLE HADİSLER -6-

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) tali@yuzaki.com

إِنَّ مَثَلَ مَا بَعَثَنِيَ اللّٰهُ بِهِ عَزَّ وَجَلَّ مِنَ الْهُدٰى وَالْعِلْمِ ، كَمَثَلِ غَيْثٍ أَصَابَ أَرْضًا، فَكَانَتْ مِنْهَا طَائِفَةٌ طَيِّبَةٌ قَبِلَتِ الْمَاءَ فَأَنْبَتَتِ الْكَلَأَ وَالْعُشْبَ الْكَثِيرَ، وَكَانَ مِنْهَا أَجَادِبُ أَمْسَكَتِ الْمَاءَ فَنَفَعَ اللّٰهُ بِهَا النَّاسَ ، فَشَرِبُوا مِنْهَا ، وَسَقَوْا ، وَرَعَوْا، وَأَصَابَ طَائِفَةً مِنْهَا أُخْرٰى، إِنَّمَا هِيَ قِيعَانٌ لَا تُمْسِكُ مَاءً، وَلَا تُنْبِتُ كَلَأً، فَذَلِكَ مَثَلُ مَنْ فَقُهَ فِي دِينِ اللّٰهِ وَنَفَعَهُ بِمَا بَعَثَنِيَ اللّٰهُ بِهِ، فَعَلِمَ، وَعَلَّمَ، وَمَثَلُ مَنْ لَمْ يَرْفَعْ بِذٰلِكَ رَأْسًا وَلَمْ يَقْبَلْ هُدَى اللّٰهِ الَّذِي أُرْسِلْتُ بِهِ

“Allâh’ın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer.
Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir.

İşte bunlar, Allâh’ın dîninde anlayışlı olan ve Allâh’ın benimle gönderdiği hidâyet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen hem öğreten kimse ile, buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allâh’ın benimle gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen kimselerin temsilidir.” (Buhârî, İlim 20; Müslim, Fezâil 15)

Bana bahşolan hidâyet ve ilim büyük bağıştır,
Onun en güzel misâli, bereketli bir yağıştır.
Yeşerir verimli toprak üzerinde gür nebatlar,
Kimi sert zeminse emmez suyu göl misâli saklar.
Beşerinse kârı vardır, ikisinde ayrı ayrı,
İlim ehlinin ve tâlîm edenin de böyle hayrı.
Ama düz ve taş arâzi, suyu saklamaz ve çekmez,
Kimi câhil; ilme, vahye, başı kaldırıp da bakmaz.

Vezni: mütefâilün / feûlün – mütefâilün / feûlün