KABİR KUNDAĞI

Servet YÜKSEL servety@t-online.de

Ham canları öğütürler çarkında,
Âb-ı hayat, kevser akar arkında,
Dost gönlüne girenlere ne mutlu!..

Ömrünü vakfetmiş erler bilirim,
Hicâbından nasıl terler, bilirim,
Halka hizmet verenlere ne mutlu!..

Bir esinti, bir nur olsun o güne,
Yetimlerin, gariplerin üstüne,
Sevgisini gerenlere ne mutlu!..

Bir zerreymiş çekirdeği cihânın,
İnsanlık, şaşkını hâlâ o ânın,
«Ol» sırrına erenlere ne mutlu!..

Selâm âlemlere Hirâ Dağı’ndan,
Bir bakışla ilm-i ledün bağından,
Gonca güller derenlere ne mutlu!..

Fitne-fesat renkten renge giriyor,
Îman, cehillerle cenge giriyor,
Hak safında duranlara ne mutlu!..

Kimse o hâini yenmeden kesin,
Bu meydanda pehlivanım demesin,
Nefsi yere vuranlara ne mutlu!..

Bizde buluşalım Hızır-İlyas’la,
Boyun büküp, niyâzını ihlâsla,
Gözyaşıyla karanlara ne mutlu!..

Yoklukta var eder aşk sahibini,
Mâsivâdan soyunarak kalbini,
Muhabbete kuranlara ne mutlu!..

Bir ah düşer yüreğine gecenin,
Savururlar küllerini nicenin,
Öteleri görenlere ne mutlu!..

Âcizliği seyret solgun yüzünde,
Rahmet çicekleri açar özünde,
Hastaları soranlara ne mutlu!..

Neyi arıyorsun kandil elinde?
Yitip gitme âhirzaman selinde,
Kozasını örenlere ne mutlu!..

Gölgesi düşünce yeşil sancağın,
Gül gibi açılsın kabir kundağın,
Yüz akıyla varanlara ne mutlu!..