SORULUYOR, SORULACAK NE YAPSAN…

Hadi ÖNAL hadional@mynet.com

Gönül denizinde yine dalga var,
Durulmadı, durulmuyor ne yapsam!
Oynaşından zevk mi alıyor rüzgâr,
Yorulmadı, yorulmuyor ne yapsam!

Vuslat yolu ipincecik bir urgan,
Kar kavî, rüzgâr sert, tipi pek yaman,
Bu kaçıncı serap; menzil… Ah, aman!
Varılmadı, varılmıyor ne yapsam!

Yalvardım el açıp yüce Mevlâ’ma,
Dedim: “Eksiğimi kabul et «tam»a…”
Bir umut, bir merhem yürek yarama,
Sürülmedi, sürülmüyor ne yapsam!

Bakma duruşuma değilim selim,
Gülün hasretiyle kavruktur dilim,
İflâs eşiğinde şu yorgun hâlim,
Görülmedi, görülmüyor ne yapsam!

Gömük damarlarda, dolaşır acım,
Darağacı olsa kabul, ilâcım,
Yine de sevdayla, aşk ile harcım,
Karılmadı, karılmıyor ne yapsam!

İlmiğin mihneti, nazı kilime,
Tekilsiz yokluklar zarar ilime,
Ömrü ebed kılan ruhsat, elime,
Verilmedi, verilmiyor ne yapsam!

Cemre sancıları düşünce öze,
İçimdeki yangın dönüştü köze,
Kırıp da kabuğu üç arşın beze,
Girilmedi, girilmiyor ne yapsam!

Hadi yeter! Gönül aşka yorulmaz,
Böyle ah çekmekle düze varılmaz,
Her «of»un hesabı sanma sorulmaz,
Soruluyor, sorulacak ne yapsan!

2 Mart 2012, Elazığ