AKŞAM PAZARI

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI)tali@yuzaki.com

-Seyrî’nin Terkîb-i Bendinin XI. Bendine Taştîr-

“Yol, dün gece, akşam pazarından geçiyordu,”
Gün bitti diyen solgun ışıklar göçüyordu…
Bin cazgır ağız, öyle köpükler saçıyordu,
“Her göz, dolaşıp istediğinden seçiyordu…”

“Baktım; yediden yetmişe, âlem oradaydı,”
Mevzû ya kâğıttaydı veyâhut paradaydı.
Binlerce oyuncak arayan göz sıradaydı.
“Kaşlar yayılıp, kirpiğe tezgâh açıyordu…”

“Bir terzi bütün herkesi dükkânına çekti,”
Zengin-fakir illâ o sokaktan geçecekti…
Her tercihin üstünde beyaz örtüsü tekti…
“Bir elbiselik atlası, ölçüp biçiyordu…”

“Sesler yarışırken, kimi sessizdi, kenarda,”
Bir başka cihandaydı o, bir başka baharda…
Boş bir şişenin gölgesi dolgundu duvarda,
“Boş kaldırımın bağrına çökmüş, içiyordu…”

“Fırsat gözeten üç kafadar, kavga çıkardı,”
Fark etmediler gizlide çok zâbıta vardı.
Soygunda mahâretli, firârında sakardı,
“Ruh hırsızı zindâna yönelmiş, kaçıyordu!..”

“Sol kolları dolmuş kişiler, çöktü yükünden,”
«Al, al!» diyen ısrarcı komisyoncu yüzünden…
Bir yanda da, yüklendiği kıymetli üründen,
“Sağ kolları doldurmuş olanlar, uçuyordu…”

“Her meyveyi, her sebzeyi, sunmuştu dilârâ,”
Her isteğe tatmînini sürmüştü pazâra…
Lâkin biri yaklaşsa da; «Ver!» derse kazârâ,
“Almak dileyen müşteriden, vazgeçiyordu…”

“Ersin mi akıl-sır, güzelim, böyle pazâra,”
Bir kısmı perîşan, koyulup âh ile zâra…
Bir kısmı sevinçten uçarak, ettiği kâra…
“Tüccârı gören, elde kefen, döndü mezâra…”

Vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün