İBRÂHÎM OL!..

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com

Hava-toprak-su ölür, sönse biraz şâyet ateş,
Bir ateştir feleğin mâyesi, hem gāyet ateş!..

Küle dönmüşlere sor, gül de ateş, şebnem de,
Ne kadar olsa soğuk, içtiğimiz şerbet ateş!..

Her çeşit sözler ateş, gözler ateş sevdâda,
Köz olursun yüreğim, susmak ateş, sohbet ateş!..

Göze dış rengi siyah, mâvi, yeşil, ak örtü,
Altı nâr, üstü ateş; yerdeki her hâlet ateş!..

İyi bak; yağmur ateş, kar da ateş, rüzgâr da,
Bir fırın çünkü cihan, zahmet ateş, rahmet ateş!..

Kürenin eğri kadar doğru ateş bağrında,
Hayra şer, şerre hayır derse gönül, minnet ateş!..

Kimi oldurmak içindir, kimi soldurmak için,
Tadılan lezzet ateş, izzet ateş, zillet ateş!..

Tâ ezel; vuslat ateş, hasret ateş, son güne dek,
Dün, bugün, yârın ateş, yâre uzak müddet ateş!..

Dert ateş, çâre ateş, doktor ateş, hasta ateş,
Öyle bir yolda ki can, durmak ateş, hicret ateş!..

Ne ateştir ki yazın ayrı kışın ayrı yanar,
Hep cehennem demeyin, yaktığımız cennet ateş!..

Kâinat top gibidir, güm diye patlar bir gün,
Buz kalır şimdiki volkan, kavurur dehşet ateş!..

Şu sükûnet gibi feryât eritir, mum dilini,
Söyleyin bülbüle, fânî denilen fetret ateş!..

Yâr ateş, âşık ateş, sevgi ateş, nefret kor,
Bu kadar halk ile ey sevgilimiz, halvet ateş!..

Can yakar; servet ateş, şöhret ateş, şehvet ateş,
Sırlı bir ülkedeyiz; kesret ateş, vahdet ateş!..

Gece-gündüz bu yerin nûru ateş, zulmeti nâr,
Yaşanan bir sürü menfî ve dahî müsbet ateş!..

Tütüyor; tıynet ateş, ziynet ateş, ızgara çok,
Can cızırdar güzelim, hizmet ateş, himmet ateş!..

Geldi dem âhire, Kur’ân’a sarılmak zorlu,
Yaşamaktan yana her âyet ateş, sünnet ateş!..

Ya bu can, gül olacak bunca ateşten, ya da kül,
İki tercîh uzatır bizlere her hikmet ateş!..

Niye vardır bu ateşler deme, İbrâhîm ol,
Dönüşür bahçeye Seyrî, ebedî ibret ateş!..

Vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa’lün)

18 Ocak 2005 Sultantepe