BİR GÜLİSTAN BAHÇIVANI

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com

Kâinatta bir gerçeği ararsan,
Edep-erkân ile var muallime…
«İlim, irfan nedir?» diye sorarsan;
«Millî» olmayanı «ar» muallime…

Kutsî bir dâvânın, yılmaz eridir.
Gözlerin nûrudur, dizin feridir.
Zorlu bir uğraştır, alın teridir.
Âdem «adam» olsa, kâr muallime…

Yüreği memleket kadar büyüktür,
Milletin derdiyle höyük höyüktür.
Sevgisiz yürekler, sînede yüktür;
Kin ve nefret dolsa, «nâr» muallime…

Mazlumun hâmîsi, zorbaya yaman,
Zulme, haksızlığa vermez hiç aman.
Peygamber düsturu, sarsılmaz îman,
Vazife şuuru «sır» muallime…

Onun eseridir «gönül sarayı»,
Nice talebesi bekler sırayı.
Der ki: Nifak girse açar arayı,
Kim özüne yârdır, «yâr» muallime…

Bazen ana-baba bazen bir sırdaş,
Bazen bir sevinçtir bazen gözde yaş.
Onlarla pişeriz hem yavaş yavaş;
«Bitmez sabır» yüklü her muallime…

Dudaktan dökülen «en hikmetli söz»,
Tehlikeyi sezen «basîretli göz»,
Anadolu vatan, her birimiz öz;
Yurdun her bir ili «bir» muallime…

Yükselsin bayrağım, susmasın ezan!
Mutlak belâsını bulur her azan…
Muallim mahdumu Niyazkâr ozan;
Gülistandan güller «der» muallime…

02 Ekim 2011, Ümraniye