SORGULAMA

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com

Bre gafil can bedenden sürülünce neylersin sen?
Gün gelip de defterlerin dürülünce neylersin sen?
Böbürlenme; «Hiç kimseye hesap vermem!» diye öyle;
Hesapların Hak önünde görülünce neylersin sen?

Gönül verip mâsivâya yüz çevirdin hep Mevlâ’ya,
Saldın vücut gemisini kesret denen şu deryâya,
Bel bağlayıp bu dünyaya, dalıp gittin bir rüyâya;
Ya defterin sol yanından verilince neylersin sen?

«Zulüm benim özüm.» dedin; «Kan ağlamaz gözüm.» dedin,
Dünya gerçek ahret yalan, hakikattir sözüm dedin,
Tükürseler suratıma kızarmaz hiç yüzüm dedin;
Yaptıkların göz ününe serilince neylersin sen?

Yıktın geçtin her ne varsa azgın akan seller gibi,
Savurdun hep sağa-sola çılgın esen yeller gibi,
Sana gönül bağlayanı hep inlettin teller gibi;
Elif boyun bir dal gibi eğrilince neylersin sen?

Tek emelin makam, mansıp, nâm ile şân, kuru şöhret,
Zevk u safâ, içki, kumar, kahpeye duyduğun şehvet,
Bütün ömrün yalan, dolan, hile, hurda, bir de rüşvet;
Namaz, niyaz, oruç, zekât sorulunca neylersin sen?

Dalkavukluk sanat deyip, gerdan kırıp takla attın,
Yetim malı çalıp çırptın, helâl aşa haram kattın,
Saraylarda, kasırlarda devran sürüp, keyif çattın,
Yaptıkların suratına vurulunca neylersin sen?

Kevser suyun şarâb ettin, ciğerlerin kebâb ettin
Hiç bilmedin kıymetini bütün ömrü türâb ettin
Mala-mülke bel bağlayıp dil mülkünü harâb ettin,
Şeytan gelip baş köşeye kurulunca neylersin sen?

Sıcak kanın yavaş yavaş damarından çekilince,
Sırma saçın yumak yumak kucağına dökülünce;
Münker-Nekîr sual için başucuna dikililince;
Cevaplarda âciz kalıp yorulunca neylersin sen?

Meraklanma çabuk gelir Hızır gibi yüce ferman,
Sayılıdır biter nefes, tükenir dizlerde derman,
Seferîsin telâşlanma, çıkar elbet yola kervan,
Bindin amma son menzile erilince neylersin sen?

10 Şubat 2011, Girne