OKUDUN MU?

Servet YÜKSEL servety@t-online.de

Kaderine yazılan gurbeti okudun mu?
Gönlünü yakıp duran hasreti okudun mu?

Âlemlerin Hâlık’ı seni muhatap kılmış,
Başında taşıdığın devleti okudun mu?

Bir an nazar etmese ayakta duramazdık,
Arzı boşlukta tutan kudreti okudun mu?

Bu çağ azaba gebe, ar damarı çatlamış,
Güzelliğin iksiri iffeti okudun mu?

Gözyaşıyla sulansın âcizliğin, hiçliğin,
Boyun büktükçe coşan rahmeti okudun mu?

Katledilen canların, açların gözlerinde,
Medeniyet denilen dehşeti okudun mu?

Meleklerden mükerrem olacak kırattasın,
Şu insanın düştüğü zilleti okudun mu?

İkinin üçüncüsü Allah’sa ne gam ey dost!
Medine yollarında hicreti okudun mu?

Şerefiydin, şânıydın yetim kalan tarihin,
Altın sayfalarında vahdeti okudun mu?

Bir bakışla kalplere muhabbeti nakşedip,
Örtüsüne bürünmüş halveti okudun mu?

Ferhat dağları delsin, Mecnun çölleri gezsin,
Mansur’u dâra çeken hâleti okudun mu?

Vuslat ânına kadar sürsün nefsle cihâdın,
Kurduğu tuzakları, gafleti okudun mu?

Ankā’ya sevdalanan kanatlanıp uçmalı,
Aşkın zirvesindeki şiddeti okudun mu?

Ümidini yitirme, cehdi elden bırakma!
Karıncadaki bitmez gayreti okudun mu?

Aklı kalınlaştırır rahatlığın böylesi,
Çekilen çiledeki lezzeti okudun mu?

Hangi pınardan doldun, düşüncen-fikrin nursuz?
Özümüzü kemiren cinneti okudun mu?

Ağızlarda dolaşan bir yığın çakıl taşı,
Sükût içre yapılan sohbeti okudun mu?

Kendinden kaçamazsın, dön ki «bizim» desinler,
Eğrilikten âzâde hizmeti okudun mu?

Bir asırlık ihmal ki, yaralar kabuk tutmuş,
Merhem diye sürdüğün hikmeti okudun mu?

Sevgi, merhamet olsun aşımızın katığı,
Dallarda çiçek açmış âyeti okudun mu?

Ebediyyen sürecek o hitabın yankısı,
Dağların titrediği haşyeti okudun mu?

Ahlâkın şâhikası, peygamberler serdarı,
Habîb’in izlerinde cenneti okudun mu?