GEÇ GÖNÜL…
Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com
Sakın kanma o kör nefsin sözüne;
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
Dal Yûnus’un, umman olan özüne;
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
Hırs neyledi kalbi saran hoş tadı?
Gör Nemrûd’u, Firavun’u, Şeddâd’ı…
Sök nefsinden kiri, şirki, fesadı;
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
Yâkûb gibi akan kanlı yaşın var;
Yûsuf gibi ne belâlı başın var;
Eyyûb gibi dönen sabır taşın var;
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
Hani tahtlar, hani taçlar, fermanlar;
Evliyâlar, enbiyâlar, sultanlar?..
Geldi geçti ne devirler, devranlar?..
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
Ten tanıktır bunca yüke, eleme;
Aşk elinden ibret oldum âleme!..
Her hâlimiz düşmüş levh u kaleme;
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
Tefekkür et bu bedeni, bu canı;
Tut zamanın içindeki zamanı!..
Hak ile bil aşk mülkünde mîzânı;
Gel bu benlik dâvâsından geç gönül!..
10 Mayıs 2011