ÇANAKKALE’DE BİR YİĞİT ONBAŞI KOCA SEYİT
M. Nihat MALKOÇ
-Kahraman Onbaşı Koca Seyit’in Azîz Hâtırasına-
Barut kokar tepeler, gökler yağdırır ölüm,
Memleket için serden geçersin Koca Seyit…
Kol gezer dört bir yanda bin başlı ejder zulüm,
Vatan için ölmeyi seçersin Koca Seyit…
Medenî denilenler medeniyeti kustu,
Yalanın hareminde cümle hakikat sustu,
Vatan «el-aman» derken bütün kalpler meyustu,
Düşmanların boyunu ölçersin Koca Seyit…
Yangın yerine döndü umut harmanlarımız,
Kesildi dizimizde bütün dermanlarımız,
Azrâîl’e verildi idam fermanlarımız,
Kim demiş ki cephede nâçarsın Koca Seyit!..
Çanakkale Boğazı karanlığa büründü,
Yiğitler uyanınca düşman yerde süründü,
Tepeden doğdu güneş, ufkun ardı göründü,
Çanakkale bağında açarsın Koca Seyit…
Boyunlarını büker güller Çanakkale’de,
Konuşmaktan âcizdir diller Çanakkale’de,
Zincirlere vurulur eller Çanakkale’de,
Ecnebî hissiyattan kaçarsın Koca Seyit…
Duâlar korunağın, azığındı besmele,
Sen bülbülsün vatan gül; bülbül âşıktır güle,
O ölümsüz mermiyle düşmanı verdin sele,
Karanlıklara ışık saçarsın Koca Seyit…
Kalbindeki îmânı muhabbetle yoğurdun,
Hezimet döşeğinde kutlu zafer doğurdun,
Zaman geldi cepheye melekleri çağırdın,
Vakit gelir cennete uçarsın Koca Seyit…
Tarihe şerh düşüldü, kudurdu yedi düvel,
Böyle insan mahşeri görülmemişti evvel,
Kandan ırmaklar aktı, boğdu zalimleri sel,
Düşmanı orta yerden biçersin Koca Seyit…
Gazilerin nârası uyandırır milleti,
Esâret yağlı urgan, kim çeker bu illeti,
Kaldıramaz Türkoğlu bu kurşundan zilleti,
Ölüm dolu bâdeyi içersin Koca Seyit…
Mermiyi omuzlarken; o, zaferden emindi,
Havranlı Seyit için gökten melekler indi,
Sizlerin sayesinde bütün acılar dindi,
Şerefinle dünyadan göçersin Koca Seyit…