71. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,

Standartlar devrinde yaşıyoruz.

Etiketler, standartlar, mühürler, kriterler… Siyasete birtakım kriterler hâkim, eğitime bazı cereyanlardan neş’et eden prensipler… Üretime belli-başlı ekollerin geliştirdiği standartlar… Giyim-kuşamda bazı şehirlerin modaları… Söz sahibi olanlar, kriterlerini koyuyorlar.

Ya bizler için asıl söz sahibi kim? Bizi var eden sözün sahibi; bizi zâtına kul, Habîbi’ne ümmet eyleyen Kelâm’ın sahibi?

O sebeple her çeşit standart, prensip ve kriterden önce; ilâhî ölçü: Helâl ve haram…

«Kün! / Ol!» emriyle var olan insan, «Kül! / Ye!» emrinde de, diğer bütün fiillerinde de ilâhî talimatlara uygun hareket etmeli… «Helâl ve mânen temiz olanından ye!» «Helâlinden»

«Helâl Gıda Sertifikası»nın ülke gündeminde sık sık yer almaya başladığı şu günlerde, 2011’in ilk ayında, yine bir muhasebe, bir soruyla gönüllere hitap ediyoruz dosyamızda:

Kazancımız, Alışverişimiz, Gıdamız…

HELÂLİNDEN Mİ?

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; haram ve helâli, şahsiyetlere iki ayrı uç eksende şekil veren artı ve eksi kutuplar olarak ortaya koyuyor ve haram tuzağına düşmenin fânîliği idrak edememekten kaynaklandığını, İbrahim-i Ethem, Muhteşem Süleyman ve emsallerinin ise helâl rotasında tarihi şan ve şerefle süslediğini belirterek, meselenin özünü şu satırlarla hulâsa ediyor:

“İnsanın yiyeceği bir lokma. Fakat endişesi ve telâşı sayısız lokma. Hiç yiyemeyeceği kadar lokma. Bu kaygı, ona her şeyi mubah zannettiriyor. En ağır haramları da mubah zannettiriyor. Zulmü, gaspı, her şeyi… Bu sebeple; helâl ve haram hassâsiyeti, aslında insan olmanın vazgeçilmez şartı. Çünkü insan demek, hassâsiyet demek.”

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; «Îman Vasfı, İnsanlık Haysiyeti: HELÂL HASSÂSİYETİ» başlıklı makalesinde, huzurlu mâzîdeki zarif ve rakik misallerden, âhirzaman tehlikelerinin kol gezdiği istikbâle, bir mü’minin helâl hassâsiyetini misaller, âyet ve hadislerle işleyerek kaleme aldı.

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, insanı harama düşüren tuzağı ve kurtulmanın yolları üzerine fikirler serdetti. Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ; helâl kavramının fıtrî, tabiî ve içtimâî hakikati üzerinde durdu. Aynur TUTKUN; helâl-haram hassâsiyetinin, sosyal yönüne, hak-hukuk gözetme tarafına temas etti. Ahmet ZİYLAN da; muâmelâttaki kul hakkı kusurlarının, dindarlar hakkında geliştirilen imajlara nasıl tesir ettiğini hâtıralarla anlattı ve mürüvvetin ehemmiyetinin altını çizdi. H. Kübra ERGİN, yazısında helâlin felsefî-kelâmî altyapısına ve helâl sertifikasına yöneltilen tenkitlerin cevaplandırılmasına eğildi. Hadi ÖNAL, günümüzde haram ve günahın sistemleşmesine dikkat çekti.

Yard. Doç. Dr. Yakup ŞAFAK; Hazret-i Mevlânâ’nın insanın çilesine bakışını misallerle kaleme alan yazısıyla; Ömer OKUDAN; bir başka sahâbî Abdullah, ilgi çekici hayat hikâyesine rağmen, fazla tanınmayan Abdullah İbn-i Huzâfe es-Sehmî -radıyallâhu anh- makalesiyle alâkanızı celbedecektir…

Tarih bölümümüzde; Pertevniyal Vâlide Sultan, Yıldırım Bâyezid Han, Timur, Yedi Sekiz Hasan Paşa…; Kültür-sanat konuları arasında; İsmail Hakkı ALTUNBEZER, Ziya Osman SABA, Aksaray Vâlide Sultan Camii dergi muhtevamızdan öne çıkanlar…

Ve şiirler…

Helâl ve haram mefhumları; Kur’ân’ı gönlüne indiren ecdadımızın asırlardır işlediği Türkçemizin rûhuna sinmiş… Bu sebeple, şairlerimiz helâle davet ediyor ve haramdan sakındırıyorlar, mısralarıyla…

Çünkü en başta «söz» için şart olan ölçü… İlâhî ölçü…

Bu vesileyle yayınevimizin neşriyatı arasında yerini alan; Yazı İşleri Müdürümüz Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI’nın (Tâlî) «Dîvâne», şairimiz Recep YILDIZ’ın (Edîbî) «Fenâ» adlı ilk şiir kitaplarını ve Ayla AĞABEGÜM Hanımefendinin «Mısralarla Konuşsak» adlı eserini siz değerli okuyucularımıza takdim ederiz.

Yüzakıyla…