AĞAÇTAKİ ZAMAN

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com

-Sayın İsmail MÜFTÜOĞLU’na-

Ölü müsün, sağlara sunulan zerde misin?
Zaman ağaca çıkmış, sen hâlâ yerde misin?..

Sündürsen üç ilmeklik ip çıkar varlığından,
Yokluğu eğirmekte var ağacında zaman…
Daha kaç nakış çıkar senin paslı tığından?
Yaz bitti, kış dokuyor kar ağacında zaman…

Çürüttün yüreğini ölüm öncesi «sin»de,
Uyuttun gözlerini başının gölgesinde,
Gönül bahçende sensiz salıncağın sesinde,
Ne sevdalar salladı yâr ağacında zaman…

Düşün ki her geçen yaz senden kaç bahar aldı,
Gayrı gözünü duman, saçlarını kar aldı.
Kuyuda Şahmaran’ın şah damarı daraldı;
Çatladı çatlayacak nar ağacında zaman…

Kor dikenler ucunda karanfil gibi durmak…
Olmaza bir ilmektir onulmazı ondurmak.
Son arzusu kabrine bir öpücük kondurmak;
Elleri kelepçeli, darağacında zaman…