MÜBÂREK SAÇLARI

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

O’nda hak mevhibenin hepsi özel,
Bir güzeldir saçı, gülden de güzel!

Der ki ashab: «Ne kıvırcıktı ne düz,
Hep taranmış gibidir gördüğümüz…»

Bizi tel tel eriten aşka hüner;
Başı üstünde mübârek teller..

Ne hafif dalgalı, sevdâ dokulu,
Dâimâ özge güzel, hoş kokulu.

Ve siyah rengine bir kumral ışık,
Sanki rüzgârları okşardı ılık..

Kâh kesiktir saçı, kâh azcık uzun,
Hakk’a uygundu bütün hâli O’nun.

Derdi: «Müşriklere hiç benzemeyin!»
Kendi saç şekline kendiydi vezin…

Tertemiz çarpıcı âhengi, teli,
Yerde yok, gökte de yoktur misli.

Kapışırlardı keserken saçını,
Alabilsem diyerek birkaçını!..

Yaşlılık vakti, O’nun, yirmi kadar,
Oldu ak telleri, bir başka bahar!

O gümüş rengi beyaz tellere hâl,
Çene, baş, bir de şakaktaydı hilâl!

Pek görünmezdi fakat günde bile,
Boyamazlardı bu yüzden ille..

Dedi ashâbına oldukta şühûd:
“–İhtiyarlattı evet Sûre-i Hûd!

«Müstakîm ol!»3 diye emretti Hudâ,
Gençliğimden bu emir kıldı cüdâ!..»4

Ak-siyah saçları bir ömre bedel,
O’na sevdâ dolu Ahmed Hanbel,

Bir yakından, Gül’e has saç almış,
O’nla eylerdi teberrük yaz-kış.

Gözünün üstüne hürmetle sürer,
Ve öpüp aşk ile ağlardı o er!

O mübârek teli bâzen de suya,
Batırır sonra da göz göz deryâ,

O teberrük suyu nûş eylerdi;
«Sen şifâ eyle İlâhî!»5 derdi.

Namlı Hâlid’de de bir tel vardı,
Başı üstünde sarıp saklardı.

Gül’den almıştı yanık bir canla,
Hiç ayırmazdı başından asla..

Zorlu bir gazvede bir gün sarığı,
Düştü baştan yere, yükseldi çığı:

«–Sarığım düştü, hemen bulmalıyız,
Giymeden ben onu, yok bende nabız!»

Buldular sonra nihâyet, ancak,
Eski bir şeydi sarık, taştı merak;

Dediler: «–Önde iken can pazarı,
Bu sarık mıydı çeken tüm nazarı?»

O zaman Hazret-i Hâlid dedi ki:
«–Size, bir eski sarıktır belki!

Ama bir tel saçı var onda Gül’ün,
Nicedir kıymeti artık düşünün!

Hangi meydanda girersem savaşa,
Onu hürmetle sarıp ben bu başa,

Dâimâ gün gibi erdim hünere,
Hakk’ın izniyle eriştim zafere!

Bu aziz saç beni çok etti hıfız,
Fethimin sırrı odur, anlayınız!

Ederek ben onu alnımda çıra,
Nere gittim ise fetholdu ora!»6

Sayısız sırları var saçlarının,
Hak Nebî, çâresi muhtaçlarının…

Vezni: feilâtün / feilâtün / feilün
(fâilâtün) (fa’lün)