VARLIKLA YOKLUK ARASINDA

Memmed ASLAN

Ne gül günahkârdır, ne bülbül, ne har;
Gonca dudak büzer yaprak altında!
Yararlı ne varsa, yüzüne çıkar,
Yüzsüz de utanır kaymak altında.

Ne izini bulduk, ne de yerini,
Unuttuk unvânı ve de yerini…
Ne özünü bildik, ne değerini;
Ne başlar kayboldu papak altında.

Acı ovkatlarda kar havasıdır,
Açıkça bilinmez ne dâvâsıdır?!.
Örtülü kazanlar sır yuvasıdır,
Bilmezsin ne kaynar kapak altında.

Zehirle sulanmış iti dehreler,
Kütükler üstünde kanlı pöhreler…
Kapısı yüz yerden bağlı çehreler,
Bağlıdır bin türlü yasak altında.

Bitip-tükenmedi dünyanın cengi,
Esrarlı göklere dağlar üzengi!
Başına yıldırım yağıyor, çünki:
Duymuş ki, yatır var o dağ altında.

Gevrelip ağlarsın ne için için?
Herkes bir halkası ebedî göçün,
Tanrı dergâhına kavuşmak için,
Yiğitler can verir bayrak altında!

Varlıkla-yoklukta aklım çaşmadı,
Nefsimi öldürdüm, harınlaşmadı.
Bu eller birce yol dolup-taşmadı,
İnşallah boş kalmaz toprak altında!

Tersine dolanır daha vakt-vade,
Dünya kime kaldı, kala Memmed’e?!.
Budağın başına balta inmede,
Bir gafil sürü var budak altında.
ovkat: Hâlet-i rûhiye.
dehre: Ucu eğri keski âleti.
iti: Keskin.
pöhre: Sürgün, filiz.
çaşmadı: Şaşırmadı. harınlaşmadı: Kudurmadı.
09 Aralık 2009