YETMİŞ BİN HİCÂB…

Rıfat ARAZ

Yâ Rab kerem eyle, Sen’indir bu can;
Aşk ile sınandım dâra düşmeden!..
Çilemde gül açıp güler mi ihsan?
Yedi nefs elinde zâra düşmeden!..

Bu nasıl sevdadır gidenler gelmez?
Ölmeden ölümü tadan can ölmez!..
Gönül, damladaki deryaya dalmaz;
Hızır’dan Musa’ya sırra düşmeden!..

Bu irfan ocağı, ahla yanar mı?
Ney gibi inleyip dostu anar mı?
Rahmet ikliminde güle kanar mı?
Nemrud’un şirkinde nâra düşmeden!..

Vecd ile okudum ben bu esrârı;
Dinledim Elest’ten gelen ikrârı!..
Kim duyar ötede sonsuz bahârı;
Tipiye, borana, kara düşmeden!..

Bana, benden gelir her kusur, her suç;
Kaç kez can özümden eyledim huruç!..
Bu hikmet bağında her namaz, oruç;
Yeşermez secdede, nûra düşmeden!..

Bağrımda tutuşmuş mânâ ocağı;
Bendedir bir ömrün düşen yaprağı!..
Söz ile bilinmez bu aşk kaynağı;
Yetmiş bin hicâba, âra düşmeden!..