ŞEYTANIN TEVBESİ
Dr. Âdem AKIN ademakin@yuzaki.com Muhammed YETİM muyetim@yuzaki.com
VASİYET 39-A
Doğru sözlü ol, emanete riâyet et ve vermiş olduğun sözde mutlaka dur. Yalandan, hıyânetten ve sözünden dönmekten kaçın. Bir kişiye düşmanlık bile duysan, ona karşı muâmelende zulme sapıp haddi aşma. Çünkü münafıklığın alâmet ve delilleri şunlardır:
Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünden cayar, kendisine bir emanet tevdî edildiğinde emanete hıyânet eder ve düşmanlık ettiği kişiye karşı haddi aşıp zulme sapar.
En büyük hıyânet, bir kardeşin senin sözünün doğruluğuna inanıp sana itimat ettiği hâlde senin tam tersi bir hâlde olmandır. Kişi yalan söylediğinde melekler, yalanın yaydığı pis koku sebebiyle otuz mil uzağa kaçarlar. Hattâ şeytan bile insanoğullarından birini günaha sevk edip de o kişi bu günahı işlediğinde, kalbinde taşıdığı Allah korkusu sebebiyle günahkârdan uzaklaşıp bu günahın vebâlinden kendisini temize çıkarmaya çalışır.
Her işin mânevî râyihasını hisset ve ona göre amel işle. Burnunda mânevî râyihaları hissetmekten seni alıkoyan mânevî engeller vardır, o engelleri kaldırmaya çalış. Çalış ki, şeytan olanca kâfirliğiyle yine de her işin kokusunu senden daha iyi alan ve Allah korkusu senden daha ziyade olan bir mahlûk oluvermesin.
Şeytanın günahtan kaçışı senin için bir ibret olsun. Onun kalp hamurunda bile Allah’tan korkma mayasının bulunduğunu ve kendisi hakkındaki hüküm icrâ edilinceye dek bu hâlde yaşayıp gittiğini gör ve bundan ibret al. İnsanları kandırıp yoldan saptırmak o mel’un mahlûkun tıynetinde vardır, ancak onun tıynetinde Allah’tan korkup günahtan kaçma hâli de mevcuttur. Allah Teâlâ şeytanın bu tıynetini şöyle bildirmiştir:
“… Şeytanın meseli gibi ki hani insana; «Küfret!» dedi de (insan) küfredince (şeytan); «Ben» dedi, «senden berîyim (uzağım). Çünkü ben, Âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım»” (el-Haşr, 16)
Şeytan, sahip olduğu ilmin şerefi sebebiyle ilim cihetinden muâhazeye çekilmez. Onun muâhazeye çekilecek olması;
“Her kim ameliyle kötü bir âdete yol açarsa, bu amelin vebâliyle birlikte daha sonra bu ameli işleyenlerin veballeri de o kişinin üzerine yüklenir.” meâlindeki hadîsin beyan ettiği hakikat sebebiyledir. Şeytan kıyâmet gününde başkalarının da günahını sırtına yüklenir. O, insanları her saptırışının hemen akabinde tevbe eden bir mahlûktur. Ancak her tevbenin ardından yine insanları saptırmaya devam eder. İnsanların kalbine fısıldadığı vesvese sebebiyledir ki insanların kötü amellerinden o da mes’ul tutulur.
Hâsılı şunu ifade etmek gerektir ki:
Şeytan bile kötü bir amelin âdet hâline gelmesine yol açıp da akabinde tevbeye yanaşmayan bir insandan daha bahtiyardır.