AH BABAM! AH, VAH BABAM!

Hadi ÖNAL

Bir seni bildim baba; güvendin, dağdın bana,
Kahramandın, başıma taçtın; gittin ah babam!
Yaşamak sensiz çok zor, anladım neden sonra,
Yıkılmayan kaleme, burçtun; gittin ah babam!

«Doğruluktan, iyilikten yana olsun her çaban,
Hakkı hak bilesin ha! Çalmasın seni zaman,
Alın teri, kul hakkı… Uzatma elin, aman!»
Dedin de hak şerbeti, içtin; gittin, ah babam!

Yelken açtım umuda, vasiyetine kanat,
Bir zaman süründümdü diz kapağıma inat,
Tekmeledi ha bire bazen katır, bazen at,
Bilsen neler başıma açtın; gittin ah babam!

Bakındım etrafıma, gördüm bir sürü yamyam,
Hamlar halka olmuşlar; alkışlar olmuş tamtam,
Adam ipte, bin hüner; ağzım açık, sayamam.
Anlatmadın bu çarkı, kaçtın; gittin ah babam!

Öğrendim neden sonra Hanya ile Konya’yı,
Mârifet mi, kapmakmış talandan büyük payı.
Ağa kimmiş, paşa kim? Kimmiş dayıdan dayı?
Öğretmedin bunları, geçtin; gittin ah babam!

«Uçtu, uçtu kuş uçtu, bak havada tel taze,
Kar çiçeği gül bize, buz püresi yel size»
Hak çukurda yatarken; çalan, çıktı temize,
Bu çirkefte doğruyu, seçtin; gittin ah babam!

Dedim: «Hak», dedi: «Onu, anlat sen külâhına!
Çakar çiviyi keser, sapı güçlüden yana!»
«Miş mişlerle uyurmuş, budur nasip koyuna.»
Diyen kurda terk ettin, göçtün; gittin ah babam!

Vicdan mı? Hak getire, yalan üstüne yalan,
Düzene ad arama: «Alavereli talan.»
«Hadi», dedin! «Doğru kal, nöbet tutar can olan.»
Sen yağmur bulutuydun, uçtun gittin ah babam!

Doğrudayım, üzülme! Hak yolunda, «Bir»deyim.
Sızlatmam kemiğini, söz verdiğim yerdeyim.
Kinle, kirle savaşta, hak yolda seferdeyim.
Şükür ki doğru kefen biçtin; gittin ah babam!

Şükür ki doğru kefen biçtin; gittin ah babam!
Ah babam ah ah babam! Vah babam vah vah babam!