YOK MU, DUR DİYEN?!.
NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ)
Asırlardır kıymık kıymık doğrandık
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Hak ararken haksızlığa uğradık
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Yetmedi mi yüzyılların uykusu?
Bitmedi mi sübyanların korkusu?
Kanlı gözyaşıdır şimdi bengisu
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Nerde kaldı özündeki ferâset?
Sinmek midir ceddinizden verâset?
Yapılır mı canavarla siyaset?
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Utan biraz asâletli soyundan,
Vazgeç artık atâletli huyundan,
Ancak «kurban» olur uysal koyundan,
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Ufkumdan gitmiyor duman ile pus,
Olduk öz vatanda «müebbet mahpus»
Bu nasıl sessizlik? Bu nasıl bir «sus»?
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Nicedir ki kâfirlerde saltanat,
Zulmetmek onlarda ezelî sanat,
Söyle kim olacak mazluma kanat?
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Soldu goncalarım açmadan soldu,
Analar, bacılar saçını yoldu
Hani cihad farzdı, size ne oldu?
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Hak, hukuk, adalet, eşitlik nerde?
Feryat-figan ile iner son perde.
Kim çare olacak amansız derde?
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
İnsafsız düzenin insafsız çarkı,
Yıktı başımıza ev ile barkı,
Kalmadı hayatın nîrandan farkı,
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.
Boşuna mı onca gâzi, şehidim?
Hâlâ daha esârete şahidim.
Niyazkâr’ım kalmadı mı yiğidim?
Yok mu bu vahşete, zulme; «Dur!» diyen?!.