SULTANIM EFENDİM!..

Mustafa Necati BURSALI

Çekmedeyim nice hasret Efendim!..
Bu âşık-ı zâre lutfet Efendim!..

Bilirim ki benim hicran geceme,
Sen’sin ışık, Sen’sin rahmet Efendim!..

Âh bu gurbet, âh bu firkat şimşeği,
Vermede bana bin zahmet Efendim!..

Geldim, boyun büktüm yüce kapında,
Bir Sen’sin Cenâb-ı Ahmed Efendim!..

Bütün âlem halkı Sana bendedir,
Çırpınır aşkınla ümmet Efendim!..

İklim-i Bekâ’nın sultanı Sen’sin,
Edersin düşküne himmet Efendim!..

Yetimler, garipler Sen’inle güldü,
Gitti ufuklardan zulmet Efendim!..

Habîb-i Hudâ’sın, Sen’in kudûmün,
Kâinâta verdi nüzhet Efendim!..

Eğer gelmeseydin cihan mülküne,
Hiç bitmezdi belâ, mihnet Efendim!..

Kalbi kör kişiler, aşk nedir bilmez,
Çünkü her işleri cinnet Efendim!..

Sen’in yüzün gibi huyun da güzel,
En büyük misaldir sünnet Efendim!..

Garibim, bîkesim; dünya çölünde,
Bu ne hicran, bu ne gurbet Efendim?!.

Şeydâ bülbül gibi güzel ismini,
Anarım gece, gün elbet Efendim!..

Merhamet demidir, bir an nazar kıl!
Lutfuna ermek ne devlet Efendim!..

Gülzâr-ı cennettir kapı eşiğin,
Necâtî hakîre lutfet Efendim!..