MÂHUR KÂR-I NÂTIK

MÜRİD (Mustafa TAHRALI)

-Tekin UĞUREL’e-

Ey gönül MÂHÛR ilinden perde-i devrâne gel!..
Nağmelerden şevk alıp dil bezmine merdâne gel!..

Âlem-i elhâne gel…
Perde-i seyrâne gel…

Seyr-i ZÂVİL’den düşen âhenk ile feryâd edip,
Bülbül-i gülşen ile hengâma gir, tâ câna gel!..

Sîne-i vîrâne gel…
Sûziş ü efg?ne gel…

Kûşe-i aşk içre UZZÂL eyle ey dil derdini,
Âteş-i sûzân ile yan, meclis-i yârâne gel!..

Derd ile devrâne gel
Meclis-i cânâne gel

***

Bir nağme-i ŞEHNÂZ ile şâd et dil ü cânı…
Hengâme-i aşk içre ayân eyle fig?nı…

Feryâd-ı nihânı…
Mihmân-ı cenânı…

Dil firkate düşmüş dolaşır semt-i HİCÂZ’ı,
Hicrân ile pür-hun görünür eşk-i revânı…

Hem dîde-i cânı…
Hem rûh-ı revânı…

Hû hû diye dem tutsa NEVÂ’dan ney-i âşık,
Baştan başa yâr aşkı olur seyr-i beyânı…

Feryâd u fig?nı
Pinhân u ayânı

***

Dil HÜSEYNÎ okuyup hasret-i dildâra düşer…
Yâri yâd eylese devrân-ı cefâkâra düşer…

Çeşm-i hunhâra düşer…
Hâr-ı gülzâra düşer…

Derd ü gam seyrini tutmuşsa BAYÂTÎ güzeli,
Geçer ağyârı gönül çeşm-i füsunkâra düşer…

Vech-i dildâra düşer…
Serv-i reftâra düşer…

ISFAHAN şehrine yârân ile yol bulsa gönül,
Yâr için çektiği her derdine bin çâre düşer…

Semt-i hünkâra düşer…
Seyr-i dîdâra düşer…

***

Kûy-i dilârâya gönül seyr-i MUHAYYER’le döner…
Vuslat-ı yâr faslına bir bâde-i kevserle döner…

Bâde-i kevserle döner…
Devr-i mükerrerle döner…

Yâr ile GERDÂNİYE bezminde bulur halveti dil,
Seyr-i firâk devrine bir vasl-ı mukarrerle döner…

Vasl-ı mukarrerle döner…
Va‘d-i müyesserle döner…

Eylese TÂHİR dili firkatte mücevher gibi sâf,
Hâne-i dildâra gönül cân-ı mutahherle döner…

Cân-ı mutahherle döner
Cezbe-i dilberle döner

***

Şehinşâh-ı cihânın erdi âhir lutf u ihsânı…
ACEM mülkün tutup üftâdeye bahşetti cevlânı…

Küşâd etti gülistânı…
Gönül köşkünde seyrânı…

Gönül dârın demâdem târumâr eyler ACEM KÜRDÎ,
Cihân olmuş iken elhak esîr-i çeşm-i fettânı…

Sürer târâc u tâlânı…
Aman bilmez mi fermânı…

Aman bulmaz gönül çerhin cefâsından aman bulmaz,
Hemân olsun NİHÂVEND içre yârin dilde mihmânı…

Sarây-ı dilde hayrânı…
Vefâ-yı yâr senâ-hânı…

***

Devretti âsumân-ı cihân içre NEV-ESER…
Bir hüsn ü ân ki seyr ü temâşâ cihan değer…

Dillerde nev-eser…
Seyri cihan değer…

Hîç eksik olmaz âşık-ı şeydâda SÛZ-İ DİL,
Dâim başında bâd-ı semûm-ı firâk eser…

Gönlünde serteser…
Bâd-ı firâk eser…

Ey dil cihanda dâmen-i sultân-ı EVC’i tut,
Diller niyâz-ı yâr ile ihsâna erdiler…

Dilden kılıp sefer…
Cânâna erdiler…

***

Yârânına olsun diye bir tuhfe Tekin’den,
MÂHÛR’a varıp «Kâr»ını nakşeyledi cânı…

Bir serv-i revânı…
Ebrû-yı kemânı…

Bitmez imiş âheng-i dilin cûş u hurûşu,
Gûş eyle Mürîd dildeki elhân-ı nihânı…

Âvâze-i cânı…
Mihmân-ı cenânı…

Kasım 2005

1. bölümün vezni: fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün

2. ve 7. bölümün vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

3. bölümün vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün

4. bölümün vezni: müfteilün / müfteilün / müfteilün / müfteilün

5. bölümün vezni: mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün

6. bölümün vezni: mef’ûlü / fâilâtü / mefâîlü / fâilün