YALNIZ KALDIK ÇÖLDE, YALNIZ EFENDİM!..

M. Faik GÜNGÖR

Bırakıp gideli bu diyarları,
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..
Sen’siz aşamadık çetin yarları.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Güneş erken battı yol bulamadık.
Bin bir çiçek gezdik bal bulamadık.
Yetimi okşayan el bulamadık.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Menfaat kokusu geldiği yana,
Yüzüstü koşuştuk hep yana, yana.
Eğri ile doğru şimdi yan yana.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Yarasalar gündüz dolaşır oldu.
Ekşi ayran süte bulaşır oldu.
Edep, hayâsıza alışır oldu.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Çiçeklerin rengi, adı değişti.
Bollukta sofranın tadı değişti.
Adâlet değişti, kadı değişti.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

«Vefâ» dedim, dediler ki; «Bekleme!»
Yalan-yanlış birbirine ekleme.
Bir çuval cevizde sağlam tekleme.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Kıymete binince lekenin izi,
Yarıldı yeryüzü, yuttu denizi.
Rahmet yağmurları terk etti bizi.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Hortladı Nemrutlar ilk günkü gibi.
Kumlara gömülür, bugün de sabî.
İlticâmız Sana ey yüce Nebî.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..

Ne sâdık bir deve, ne yâren kaldı.
Ne güvercin, ne de ağ geren kaldı.
Neme lâzımcı tip, boş veren kaldı.
Yalnız kaldık çölde, yalnız Efendim!..