DUÂSINI AL!..

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)

Üftâde Hazretleri’nin türbesini ziyarete gitmiştim. Orada Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin sâdık ve âşık bir talebe olarak hocası Üftâde’ye:
«Bâğ-ı aşkın andelîbi Hazret-i Üftâde’dir.»
diye başlayıp kaleme aldığı şiir beni çok duygulandırdı. Onunla aynı hissiyatı yaşadım. Gönlümde:

«Yâ Hazret-i Hüdâyî, seni de böyle anlatmalı!» diye bir iştiyak kıvılcımı parladı.

Melekler imreniyor, keyfiyet Hüdâyî’dir;
Hayat numûnesidir, şahsiyet Hüdâyî’dir…

Bağında Hazret-i Üftâde’nin şükûfe gibi,
O gönlü gönle açan mâhiyet Hüdâyî’dir…

Cihanda zambağıdır cennetin, karanfilidir,
Dalında hep gül olan sâfiyet Hüdâyî’dir…

Özünde halvete celvette evliyâ çiçeği,
Şu zorlu nefsi yenen haysiyet Hüdâyî’dir…

Virüslü yeryüzünün kıskacında hasta kula,
Elinde türlü şifâ, âfiyet Hüdâyî’dir…

Fakîre lutf-i Hudâ’nın sıcak ve tatlı yüzü,
Garîbi hep gözeten merhamet Hüdâyî’dir…

Sarây-ı goncada hâlâ şakır Hüseynî’den,
Hicâz’a bülbül olan ünsiyet Hüdâyî’dir…

Hilâlidir yüce aşkın, muhabbetin güneşi,
Elifte kâkül olan ayniyet Hüdâyî’dir…

Onunla hizmet-i Osmanlı kattı ömrüne nûr,
Ziyâsı sönmeyecek zürriyet Hüdâyî’dir…

Onunla nur dolu hâlâ şu Üsküdar semti,
İçinde kandil olan memleket Hüdâyî’dir…

Azîzi çünki o Mahmud, Muhammedî nesebin,
Bu nesle lâzım olan meymenet Hüdâyî’dir…

Şerefli pâye… Hüdâyî adıyladır vakfı,
Fakat vebâli yakar, mülkiyet Hüdâyî’dir…

Şu kalbi yummayalım, biz ki türbedarlarıyız,
Bahâr için gereken külliyet Hüdâyî’dir…

Sınıf sınıf ayırım yok onun kitâbında,
Hitapta ayrı okunmaz, niyet Hüdâyî’dir…

Taşar feyizle, onun sofrasında bin bereket,
Şu beste beste o şâir, evet Hüdâyî’dir…

Uyan hayat çölü! Zemzem tadında bir suyla,
Zamâna rahmet olan zihniyet Hüdâyî’dir…

Köleydi Hakk’a o ruh, kırdı ten esâretini,
Kazandı sonsuza dek hürriyet Hüdâyî’dir…

O öyle can ki, sekiz pâdişâha sultandı,
Rüyâya ayna tutan ehliyet Hüdâyî’dir…

Çıkarsa fırtına Seyrî, deniz veyâ karada,
Sükûna erdirecek emniyet Hüdâyî’dir…

Odur şu dalgalı deryâda çâresizlere sal,
Boğulmadan, oku bir Fâtiha, duâsını al!..

Vezni: mefâilün / feilâtün / mefâîlün / feilün
(fa’lün)