HUZUR SAHİLİ

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI)

Hangi yana baksam nice hâtıra,
Şu gönlümü üzdüğümü bilmedim…
Hayat denen yüz binlerce satıra,
Neler yazıp çizdiğimi bilmedim.

Derdimi paylaşan sade dört duvar,
Can evimden yüreğime ter damlar,
Söylesem ağyara beni kim anlar,
Yalnızlıktan bezdiğimi bilmedim.

Gözyaşımı hep içime dökmüştüm,
Ümit teknesine yelken çekmiştim,
Huzur sahiline şükür çıkmıştım,
Nerde gezip tozduğumu bilmedim.

Zaman su misali akıp yol aldı,
Gün batmak üzere, vakti kısaldı,
Yaşananlar sanki birer masaldı,
Hülyalarda gezdiğimi bilmedim.

Attığım nice taş hedef bulmadı,
Dolusu taşmadı, boşu dolmadı,
Ümitle bekledim sabah olmadı,
Hep kendime kızdığımı bilmedim.

Dünyaya sırtımı dönüp yürüdüm,
Yıldızlar yanınca sönüp yürüdüm,
Ufukta bir ümit görüp yürüdüm,
Yelden hile sezdiğimi bilmedim.

Yaşamıştım sevdaların hasını,
Bırakıp gidince tuttum yasını,
Akıntıya karşı aşk deryasını,
Kulaç atıp yüzdüğümü bilmedim.

Tefekkür mülküne girmek istedim,
Sabırla menzile ermek istedim,
Görüneni ben de görmek istedim,
Hangi sırrı çözdüğümü bilmedim.

Yokların içinde aradım varı,
Hazanda bekledim yeni baharı,
İçimde yeşeren gülü, gülzârı,
Bülbül gibi süzdüğümü bilmedim.

Aşkın esrarını bağladım söze,
Secdede kendimle geldim yüz yüze,
Kabuğu kırarak varırken öze,
Kızgın çöle sızdığımı bilmedim.

Hüzün ağacıma kuşlar konardı,
Cinnet aynasında fikrim yanardı,
Âb-ı hayat içsem rûhum donardı,
Günbeyli’yi yazdığımı bilmedim.