YÛNUS AŞKI

Mustafa Necati BURSALI

Yûnus dedi, ey yüce Hak,
«Bana Sen’i gerek Sen’i!»
Benim cemalime müştâk,
«Bana Sen’i gerek Sen’i!»

Mâh, güneş koynuma girse,
Şahlar önümde eğilse,
Cennetten alsam bin hisse,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Gönülleri sarsam tel tel,
Olsam Yûsuf gibi güzel,
Sen’sin ebed, Sen’sin ezel,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Ömürler hep gider «hiç»e,
Kimse bilmez sonum nice,
Ben kabre girdiğim gece,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Mâsivâ vardır arada,
Dert derinleşti yarada,
Yâ Rab; denizde, karada,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Sen’in vergin edâ, şekil,
Sen’sin Azîz, Sen’sin Celîl,
Bir Sen’sin en güzel Vekîl,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Sen’sin hep gökleri tutan,
Rahmetin akar buluttan,
Ey misli bulunmaz Sultan,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Benim nice günahım var,
Hiç kimseler olmuyor yâr,
Sen’sin Azîz, Sen’sin Gaffâr,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Mecnun etmede her Leylâ,
İsteyenlere ver Leylâ,
Ey misli bulunmaz Mevlâ,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Âlemde bir keder, bir gam,
Eksikler olmuyor tamam,
Gece-gündüz, sabah-akşam,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Ömrüm olsa Nuhlar kadar,
Olsam aziz ruhlar kadar,
İki âlem Sen’sin medâr,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Günahlarım sırtımda yük,
Derya derin, tekne çürük,
Yâ Rabbi, bir Sen’sin büyük,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Ne taht bâkîdir, ne de taç,
Süleymanlar Sana muhtaç,
Can kuşuma kapılar aç,
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Ne ki, etsem yüz bin kelâm,
Yerler-gökler aşkına râm,
«Yâ ze’l-Celâli ve’l-ikrâm»
Bana Sen’i gerek Sen’i!

Cennet, Firdevs, nâr da Sen’in,
En sevgili yâr da Sen’in,
Yâ Rab, lütfun var da Sen’in,
Bana Sen’i gerek Sen’i!