Beyazıt Kütüphanesinin Hikâyesi AHIRDAN KÜTÜPHANEYE

Yılmaz KISA

kisayilmaz@hotmail.com

Bâyezid Külliyesi 1506’da II. Bâyezid devrinde tamamlanmıştır. O dönemde külliye «küçültülmüş şehir» anlamına gelir. Camiden çeşmeye, handan hamama, medreseden kütüphaneye kadar ne ararsanız külliyede bulabilirsiniz. İşte, İstanbul’daki Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin bulunduğu mekânların bir kısmı, daha önce Bâyezid Külliyesi’nin imaret kısmıymış. 1882’de bu bölümde bir kütüphane kurulmasına karar verilmiş.

Beyazıt Kütüphanesi devlet tarafından kurulan ilk kütüphanedir. Daha önceki bütün kütüphaneler vakıflar tarafından kurulup işletilirdi. 1869’da kütüphanelerin işletilmesi vakıflardan alınır, Maarif Vekâleti’ne verilir. Bu, küçük kütüphanelerin birleştirilmesi gibi yeni bir açılım getirir. Maarif Nâzırı Mustafa Paşa ile Sadrazam Said Paşa İstanbul’daki küçük kütüphanelerin büyük bir kütüphaneye dönüşmesi için Sultan Abdülhamid Han’a müracaat ederler. II. Abdülhamid memnuniyetle kabul eder. Sultan, kütüphanenin kuruluşunda bizzat görev alır, «hazine-i hassa»dan (özel bütçe) para ayırır ve mermerlerini Paris’ten getirterek kütüphanenin tamamlanmasını sağlar. 1882’de külliyenin imaret kısmı ahır olarak kullanılmaktadır. Bu bölüm kütüphane için elverişli kabul edilerek restorasyona başlanır, iki yılda restorasyon tamamlanır ve kütüphane 24 Haziran 1884 tarihinde «Kütüphâne-i Umûmî-i Osmanî» adıyla hizmete açılır. Kütüphanenin kitapla dolması gerekmektedir, ancak bu zamanla olacak bir iştir. Hemen sahaflardan bir takım Nâimâ Tarihi alınır ve raflara yerleştirilir. Böylece ahır olarak kullanılan bir mekân Sultan Abdülhamid tarafından muazzam bir kütüphaneye dönüştürülür.

İleriki zamanlarda; Beyazıt Camii Kütüphanesi’nin kitaplarıyla, yeni eserler satın alınarak, diğer küçük kütüphanelerin kitapları getirilerek ve bağışlarla kütüphane zenginleştirilmiştir. Kütüphane 1961’de toplanan VII. Millî Eğitim Şûrâsı’nda alınan karar uyarınca ve Bakanlığın 1962’de «Beyazıt Devlet Kütüphanesi» adını vermesiyle yeniden teşkilâtlandırılmıştır. Kütüphanenin zengin koleksiyonunun bir kısmı fedakâr insanların bağışlarıyla meydana gelmiştir.

Devrin büyük bilginlerinden ayaklı kütüphane İsmail Fenni ERTUĞRUL son derece değerli yazma ve basma kitapların bulunduğu yaklaşık 10 bin eser bağışında bulunmuştur.

Yine eski TBMM üyesi ve Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Necmeddin Sahir SILAN 5 bine yakın kitap, dergi ve doküman bağışlayarak kütüphanenin zenginleştirilmesine katkı sağlamıştır.

Diğer taraftan 1934’te çıkan Derleme Kanunu gereğince Türkiye’de basılan her kitaptan bir tanesi bu kütüphaneye de gelmektedir. Asıl kütüphanenin zenginleşmesi bu kanun sayesinde olmuştur.

Beyazıt Kütüphanesi günümüzde İstanbul’un en büyük kitap, kültür ve tarih birikimi olan kütüphanesidir. Kütüphanede bugün 500 bin civarında kitap bulunmaktadır. Bu kitapların 27.357’si harf inkılâbından önce Arap harfleriyle basılan eserlerden, 11.120’si elyazması eserlerden, 53.266’sı yabancı dilde eserlerden, geri kalanı da Türkçe eserlerden oluşmaktadır. Ayrıca kütüphanede Osmanlı zamanında yayınlanmış dergiler de dâhil olmak üzere 25 bin çeşit dergi, Türkiye’de yayımlanan bütün gazetelerin koleksiyonları, 1.909 pul, 32.990 kartpostal, 15 bin teyp kasetine okunmuş 2000’e yakın kitap koleksiyonuyla kütüphane muazzam bir kültür hazinesidir.