İtidale Doğru… EMEVÎLER DÖNEMİ IV (661-750) VELİD BİN ABDÜLMELİK DÖNEMİ

Ahmet MERAL

Abdülmelik’in vefatının ardından hilâfet makamına oğlu Velid geçmiştir. Velid bin Abdülmelik’in dönemi, Emevî ve İslâm tarihinin fetihler açısından en parlak dönemlerinden biri olmuştur. Bu dönemde Emevîler kaybolan itibarlarını dine ve dindarlara saygı göstererek tekrar kazanma politikası izlemişlerdir. Bu doğrultuda olmak üzere, başta Şam’daki ihtişamlı Emevî Camii olmak üzere ilk büyük camiler bu dönemde inşa edilmiştir.

Doğuda yavaşlayan fetihler Velid döneminde Kuteybe bin Müslim eliyle yeni bir ivme kazanmıştır. Velid’in bu fetihlerdeki payı çok büyük olmuştur. Henüz İslâmiyet’ten habersiz ve siyasî birlikten mahrum olarak yaşayan Türk boylarını itaat altına almayı başarmış, Semerkant, Buhara, Şaş, Hocend ve Fergana’yı Emevî hâkimiyetine sokarak Mâverâünnehir’in gerçek fatihi olmuştur. Kuteybe’nin bu fetihlerde uyguladığı siyasî ve askerî tarz büyük eleştirilere uğramış, en büyük destekçisi Haccac bin Yusuf gibi acımasız ve gaddar bulunmuştur. Bazı tarihçiler bu zorba komutanın döneminde Türk-Arap münasebetlerinin gerginliğine işaret ederek Türklerin zorla Müslümanlaştırıldığı iddiasını ileri sürmüşlerdir.1 Oysa Kuteybe’nin İslâmlaştırma gibi dinî bir hedefinin olmadığı bilinmektedir. Onu bölgeye komutan olarak atayıp her açıdan destekleyen Haccac’ın Kâbe’yi mancınıkla tahrip edecek kadar fütursuz hareket eden bir anlayışa sahip olduğu, Mekke ve Medine’nin ileri gelen Müslümanlarını acımasızca öldürdüğü bilinmektedir. Bu anlayışa sahip siyasî kadronun faal bir üyesi olan Kuteybe’nin de Mâverâünnehir’de Türklerin İslâmiyet’e geçmelerini zorlayıcı bir siyasî hedefi benimsemiş olması mümkün görünmemektedir. Nitekim Türklerin Müslümanlaşma süreci daha sonraki dönemlere rastlamaktadır. Halîfe Hişam döneminde (724-743) tebliğ ve davet için Ebû Seyda isminde bir zat Mâverâünnehir’e gönderilmiş, bu zâtın çalışmaları sonucu birçok kişi İslâmiyet’i kabul etmiştir.2 Zaten Haccac’ın 714’teki ölümünden sonra onun tarzını Mâverâünnehir ve Toharistan’da uygulamaya sokan Kuteybe de görevinde daha fazla kalamamış ve öldürülmüştür. Talas Savaşı’ndan sonra Arap-Türk yakınlaşmasında yeni bir döneme girilmiş, bu dönemde Türkler gönüllü olarak İslâmiyet’e girmeye başlamışlardır.

Velid dönemindeki önemli gelişmelerden biri de İslâmiyet’in Müslüman tüccarlar eliyle Hindistan’da yayılmaya başlamış olmasıdır.

İSPANYANIN FETHİ (711)

Dünya askerlik tarihinin en parlak zaferlerinden biri de İspanya’nın 711 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmesidir. İspanya fatihi Târık bin Ziyad, Emevîler’in Afrika kuvvetleri komutanı Musa bin Nusayr’ın alt komutanlarından biridir. Musa bin Nusayr, Kuzey Batı Afrika’daki bütün toprakları fethettikten sonra Târık bin Ziyad’ı keşif için İspanya’ya gönderdi. Târık, İspanya topraklarına ayak bastıktan sonra askerlerini büyük fethe şu sözlerle hazırlamıştı:

“Ey yeryüzünün, mağribin yiğitleri! Ey Müslüman yiğitler! Nereye giderseniz ve gaflete kapılarak hangi yere kaçmak isterseniz, önünüz düşman, arkanız derya denizdir. Yapmanız gereken, Allâh’ın vaat ettiği yardım umuduyla, sağlam karakterinize dayanarak ayaklarınızı bu cenk meydanında sâbit tutmanızdır. Ve ey süvariler! Benim hareketimi taklit eyleyiniz!”

Bu meşhur hitâbesinden sonra atını düşmana doğru sürmüş, sağ ve soluna rast gelenleri cehenneme göndererek düşmanın sancağının olduğu yere kadar gitmiştir.3

Vizigot Kralı Rodrik ile yaptığı Kadiks Savaşı’nı kazanan Târık, Vizigot başkentine yönelerek Toledo’yu (Tuleytula) ele geçirmiş, Vizigotlar’ın hâkimiyetine son vermiştir.

Musa bin Nusayr ve Târık bin Ziyad Pirene Dağlarına kadar bütün İber Yarımadası’nı fethettiler. Bu muazzam İslâm ilerleyişi ancak Fransa önlerindeki Puvatya Savaşı’yla durdurulabildi. 732 yılında gerçekleşen Puvatya mağlûbiyetiyle birlikte Pirene Dağları her iki toplum ve medeniyet arasında tabiî sınır oldu. Fetihten sonra Müslümanlar İspanya’ya «Endülüs» ismini verdiler. Yaklaşık 800 yıl süren İslâm hâkimiyeti döneminde Müslümanlar başta İspanya olmak üzere batı Avrupa’da kalıcı kültür izleri bıraktılar.

1 Nihal ATSIZ, Emre KONGAR, Tarih ile Yüzleşmek, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2000.
2 İslam Yayılış Tarihi, Mevlânâ Muhammed.
3 Endülüs Tarihi, Ziya Paşa, Selis Kitaplar, 27.
4 Ahmet Eş-Şarbasî; Ezher Üniversitesi eski rektörlerinden. «Ömer bin Abdülaziz’den seçtiklerim».
5 Şarbasî, a.g.e.