Hac Kıt’aları

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN)

Başımı Hak yoluna koyup düştüm yollara,
Cümle günahlarımı sayıp düştüm yollara,
Ey geride kalanlar helâl edin hakkınız;
«Hac vuslata giden yol.» deyip düştüm yollara…

Ne mutlu, gördü yüzüm bu sonsuz siyah nûru,
Yaşamadı ömrümce gönlüm böyle sürûru,
Nice secde eylesem huzurunda doyamam;
Kırıldı yıllar sonra kör nefsimin gururu!

Bu dönen Kâbe midir, beşer midir Allâh’ım!
Yarattığın kâinat dönmede hayat bulur,
Ömrümce yüzüm sürsem tükenir mi günahım?
Kâbe’ni anlamayan kalbim sanki taş olur.

Ey zamandan, mekândan münezzeh olan Rabbim,
Beytinin hikmetini kalbime ilkâ eyle!
Ey sadece mü’min kalbine dolan Rabbim,
Ben sükût eyleyeyim duamı da sen söyle!

Ey zübde-i kâinat, nûr-i cemâl-i Allah,
Dökülür seyrettikçe beşerden cümle günah,
Görmediğim her lâhza eyvah, eyvah ve eyvah!
Âşıktır ehl-i diller, âşıktır sana ervah!

Bu gözler göz olalı görmedi Kâbe gibi,
Ey Kâbe’nin nikābı günahlara perde ol!
Kâinatın içinde Kâbe bir habbe gibi,
Ey gönül, gönül isen Kâbe adlı yerde ol!

Kâbe’yi gark edecek gözyaşı döksem yetmez,
Öyle çok günahım var bir küçük kulum Rabbim!
Yüzümü nikāb diye versem de kabul etmez,
Kirlidir kara yüzüm, Sanadır yolum Rabbim!

Şimdi hicran vaktidir hoşça kal ey Beytullah!
Sürdüm kara yüzümü ağartsın diye Allah,
Sende kalsın ne varsa bende hata ve günah,
Söyletme son nefeste sakın bize hiç eyvah!